Ve istediğim halde değiştiremediğim o kadar çok şey var ki
Hayatını düzeltmeye çalışmaktan vazgeç…
Reklam
Kilisedeki insanların basit ama mutlu bir hayatları vardı… havamız da suyumuz da temizdi. Günlerimizi faydalı işler yaparak geçirirdik. Gecelerimiz kopkoyu bir karanlıkla üstümüze kapanırdı… kışlar sakin ve huzurlu olurdu. Kadife çiçeği ve günebakanlardan topladığımız tohumları ayırışımızı hatırlıyorum… Vadide hayat sakin ve mülayimdi. Bütün inekler ve tavuklar özgürce koştururdu. Kurumaları için çamaşırlarımızı dışarı asardık…pencerelerde soğumaya bırakılmış elmalı turtalar… bal kabaklarını… kendimi güvende hissettiğimi hatırlıyorum…. Huzuru ve emniyeti…
O zaman boşver
Ne kadar dikkatli seçersek seçelim tam anlamıyla mutlu olamayacaktık
Şu anda bir cinayete kurban gitmek, taze bahar havası almak gibi gelirdi.
Yeterince uzaktan bakınca her şey son derece güzel ve gerçek görünüyor
Reklam
Naparsam yapayım onlar yine de daha fazlasını, daha iyisini, hızlısını, farklısını, yenisini ve büyüğünü istiyorlar
İnsanlar, kendilerinde olmayan bir erdemin başka birinde var olabileceğine akıl erdiremiyorlardı. Birinin zayıf olduğunu hayal etmek onun güçlü olduğuna inanmaktan çok daha kolaydı… insanlar… yalancı olduğunuzu düşünüyorlardı, onlara söylediklerinizin tam tersine inanmaya hazırdılar…
Sadece 1 gelecek var ve seçme şansımız yok. Hiçbir şeyi kontrol edemiyoruz… hata yapma ihtimalimiz yok
Ama insanların ünlü bir ruhani lider olmakla ilgili hiçbir fikirleri yok. Sanki televizyondaki haberleri izleyip beni yargılarlarken bir yandan da risksiz ve sıkıcı hayatlarından bir anlam çıkaracak yeni bir guru arayışına girenler kendileri değil. İnsanların hepsi tutacak bir el arıyor, rahatlatılmak istiyor, her şeyin yoluna gireceğine dair sözler istiyor. Benden bütün istedikleri buydu. Stresli, umutsuz ve şöhretli ben. Baskı altındaki ben.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.