— Bir de köy var, diye ekledi... İçindeki zenci sayısı yüzü bulmaz, ama on bin kişiymiş gibi goygoy yaparlar, bu götoşlar!.. Yakında hak verip kulaklarımı çınlatırsınız!.. Bakın şimdi! tamtam dinlemeye geldiyseniz, doğru sömürgeye geldiniz!.. Çünkü burada, kimi zaman dolunay var diye tamtam çalarlar, başka sefer de dolunay yok diye... Bir başka sefer de dolunayı beklerken... Neyse, her seferinde bir sebep bulurlar! Sanki kafa sikme konusunda hayvanlarla sözleşmişler bu leş parçaları! İnanın bana öldürürler adamı! Ben bu kadar yorgun olmasam topunu bir seferde tahtalı köye yollardım... Ama kulağıma pamuk tıkmayı yeğliyorum... Eskiden, ilaç dolabımda hâlâ vazelin varken, onu koyuyordum, pamuğun üstüne, şimdi onun yerine muz yağı kullanıyorum. Muz yağı da iyidir... Bu durumda, madem götleri kalktı isterlerse cehennemin dibine kadar tepinsinler, bu marsık derililer! Ben, yağlı pamuğum olduğu sürece iplemem bile! Hiçbir şey duymam! Zenciler, bunu siz de hemen fark edeceksiniz, hepsi geberik ve hepsi çürüktür!.. Gündüz hep öylesine çömelmişlerdir, kalkıp bir ağacın dibine işemeye gidecek halleri dahi yok sanırsınız ve sonra hava kararır kararmaz da, al sana! Birden büsbütün sapık oluverirler! büsbütün sinirli! büsbütün isterik! İsteriğe dönüşmüş gece parçacıkları! Zenciler budur işte, benden söylemesi! Neyse, pisliktir bunlar... Yozdur yani!..