Zaten neyi kanıtlar ki çiçekler, sözlerin çalı çırpıdan ibaret kaldığı bu devirde!
Ve neyi kanıtlar ki ilkbahar, yalnızca donuk beton söylencelerinin yankılandığı bu kalabalık şehirde!
Herşeyi en kısa zamanda unutmak ümidiyle öğreniyoruz. Herşeyi unutulur ümidiyle söylüyoruz. Sanki seslendirilmemiş bir hafızasızlık andı içmişiz aramızda.
Korkarım ki hepimiz, şiirler kilit altına alınırken dışarda unutulmuş hüzünlü dizeleriz, gökyüzüne baktıkça kendi içinin maviliklerine düşen iflah olmaz gezginleriz.