"Cecilia bana organik biçimlerin kusursuz güzelliğinden, simetrisinden, doğaya kendiliğinden uyumundan söz ediyordu: bir ağaç yaprağının damarlarından ve dış hatlarından, ağaçların köklerinden, dentritli nöronlardan ve DNA'nın çift sarmallı yapısından. Güzelliğin görünmez biçimlerini gözünü mikroskop merceğine yapıştırır yapıştırmaz fark ediyordu. Santiago Ramón y Cajal'ın bir asır önce yaptığı bir sinirsel doku çiziminin güzelliği, MoMA'daki (Museum of Modern Art) herhangi bir modern resimle boy ölçüşebilirdi. Üstelik de gerçekliğin net bir görüntüsüydü."
"Erdemli olmayı göze al; bu yola gir;
İyi yaşamayı sonraya bırakan; yolunda bir ırmağa rastlayıp da akıp geçmesini bekleyen bir köylüye benzer;
Irmak hiç durmadan akıp gidecektir. - Horatius"
"Biz öldükten sonra zaman bütün maddemizi yeniden toplasa; ona bugünkü düzenini geri verse, yeniden hayat ışığına çağrılsak, bütün bunların bizimle hiç alakası olmazdı, çünkü bellek ipliği bir kez kopmuş olurdu. - Lucretius"
"A-da-ko: 'Ağaç dalı kompleksi.'... Ağaç dalındaki, gövdeden ayrılma eğilimini fark ettin mi bilmem? Hep öteye uzar. Gövdenin toprağa kök salmış rahatlığından bir kaçıştır bu. Özgürlüğe susamışlıktır. Buna ben 'ağaç dalı kompleksi' diyorum. Genç hastalığıdır."