Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Parlak gri duvarlar. Az gülmedik sizinle kahkahalarla. Islaktı yüzlerimiz ama biz gülüyoduk. Ve artık o kadar çok gülmüştük ki, şimdi ben gerçekten gülmekten #Ölüyorum.
Karanlığın içinde görerek değil dokunarak ilerlerken, Sileas'ın öne doğru uzatmış olduğu elleri sert toprak duvarlara sürtüyordu. Önünde tıpkı kendisi gibi kor- kuyla koşuşturan ufak yaratıklar vardı. Fakat henüz arkasında başka bir ayak sesi duyulmu- yordu. İleride gri bir ışık hüzmesi görünmeye başlamıştı. Tünelin sonunu işaret ediyordu. Sileas, çıkışa vardığın- da dizlerinin üzerine çöktü ve eteklerine bulaşan çamur- la birlikte o dar çıkışta kıvranmaya başladı. Kendini öbür tarafa doğru attığında böğürtlen çalılıklarının dikenleri yüzünü ve ellerini çizmeye başlamıştı.
Sayfa 17
Reklam
"Evlerimiz ne kadar kasvetli ve gri olursa olsun, biz etten kemikten yapılmış insanlar çok güzel de olsa başka bir ülkede yaşamaktansa kendi topraklarımızda olmayı tercih ederiz. İnsanın evi gibisi yoktur."
HAMM: Ya güneş? CLOV: (Bakarak) Yok. HAMM: Ama batmak üzere olmalı. İyi bak. CLOV: (Aramıştır.) Güneşin canı cehenneme. HAMM: Demek gece oldu bile? CLOV: (Bakarak) Hayır. HAMM: Ne peki? CLOV: (Bakarak) Gri. (Dürbünü aşağı indirir, Hamm'a döner ve daha yüksek sesle) Gri! (Susar, çok daha yüksek sesle) Grrrri!
Ön yargı duvarları
Bazen, insan yalnızca oturup konuşacak birini arar; ama koca şehirde, tek bir yoldaş bile bulamaz. Sarılmak, kişisel alanın ihlali sayılır; sevmek ağır bir suç, gülmek ise basit bir eylem olarak görülür. Gri ve soğuk Ankara'nın bunaltıcı yaz sıcağı altında, sessiz bir yaz gecesinin sıcak kollarında kaybolursun.
Pazar günleri... Şimdilerde... Sokak aralarından geçerken... gözüme pijamalı aile babaları ilişirse, kışın, yağmurlu gri günlerde tüten soba bacaklarına ilişirse gözlerim... evlerin pencere camları buharlaşmışsa... odaların içine asılmış çamaşır görürsem... bulutlar ıslak kiremitlere yakınsa, yağmur çiseliyorsa, radyolardan naklen futbol maçları yayımlanıyorsa, tartışan insanların sesleri sokaklara dek yansıyorsa, gitmek, gitmek, gitmek, gitmek, gitmek.......... isterim hep.
Reklam
T lenfositlerinin adındaki "T" harfi timüs organından gelir. Timüs bezi kelebek şeklinde, küçük gri bir organcıktır. Göğsümüzde, iman tahtmızın arkasında bulunur. T lenfositler kemik iliğinde yapıldıktan sonra mutlaka önce timüs bezine okula gider. Timüs bezi T lenfositlere bir milyondan fazla farklı antijeni tek tek tanımayı öğretir. Kime saldıracaklarını ve kime saldırmayacaklarını işte burada öğrenirler.
Zaman Çarkı - Yenidendoğan Ejder
''Ölmemişler seni mi avlıyor? -Evet! Gri Adamlar! Benim peşimde! Ve hanın tam önünde bir Karanlıktazısı vardı! Neden peşimde olduklarını bilmek istiyorum. Gölgekardeşler! Çekirge çöktü, saldırı beklemiş gibi iki yanına baktı. Gölgekardeşleri görmeyeli uzun zaman oldu. -Gitmelisin, Genç Boğa. Büyük tehlike!''
Sayfa 496 - İthaki YayınKitabı okudu
Renkten anlamak demek, doğada gördüğün bir rengi hemen irdelemesini bilmek, örnekse, “bu yeşi­limsi gri, sarı, siyah ve maviden oluşmuştur” diyebilmek demektir.
S&P gibi derecelendirme kurumları Türkiye de; Döviz ve Enflasyonda beklenmedik çok hızlı düşüş bekliyoruz demiş Gri listeden çıkarıldığımız an bu olacaktır.
Reklam
Gri gözlü adamın ağzı dikişi patlamış bir yara gibi açıldı yüzünde. Zargana güldü. Uzun zamandır ilk kez. Yakışıklı değildi. Çirkin değildi. Gülünce biraz da olsa insana benzemişti. Ama bu uzun sürmedi. Dikti yarasını. Artık bir sigara içebilirdi.
Çocuk ağzının içinde bir yerlerde “Küsmedim.” gibisinden bir şeyler geveledi. Küsmüştü oysa. Sadece küstüğünü söylemeyi gereksiz buldu. Söylememek söylemekten daha iyiydi çünkü. İnsan daha az üzülüyordu. Küstüğünü söylediğinde gönlünün alınmasını bekliyor, alınmadığında daha derinden kırılıyordu. Bakmıştı küstüğünü duyurmak kimseyi harekete geçirmiyor, o da zamanla söylememeyi öğrenmişti. Küstük o kadar gri ve kırçıllı bir şeydi ki, biri dikkatli baksa zaten görürdü değil mi? Kimse o kadar dikkatli bakmıyordu ve küstüğünü gören bir Allahın kulu yoktu. Yine de sonunda böylesini tercih etmişti çocuk. Hiç değilse söylemeyeyim ve kalbimin tamir edilmesini umarak beklemeyeyim. Çocuk büyüyünce küsmeyen ve gönlünün alınmasını da beklemeyen biri olmak istedi. Kimseyi küsecek kadar önemsemeyen biri.
Sayfa 214 - Hep Kitap
200 syf.
·
Puan vermedi
Ne tatlı bir kitaptı. Kimse siyah değildi. Herkes gri. Ama herkes açık gri :) müthiş bir sempatim oldu kahramanlara. Nasıl beceriksizler, nasıl mutsuzlar, nasıl iki kelam edip düzlüğe çıkamıyorlar... Ahh Ethem en çok sana üzüldüm, en çok seni sevdim. Başlarda kardeşler arasındaki uzaklık çok boş ve manasız geldi. Okudukça sevdim, okudukça anladım çaresizliklerini. Sayfalar ilerdikçe daha net bir portresi çizildi kahramanların. Hepsi hayatta savrulan insanlardı... Yaşadıklarından habersiz, gün dolduruyorlar ömürlerinden. Filmlerde komedi dram olur ya tam o tatta bir kitap. Hem güldüm hem yüreğim parçalandı. Çok keyifliydi okuyun efenim.
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20234,470 okunma
258 syf.
·
Puan vermedi
Bloğumdan alıntılama yapıyorum. Spoi içerir. Çok fazla akıllı bir kurt-köpek kırması olan Beyaz Diş’in geçirdiği yolculuklar, değişen sahipleri, etrafındaki dünyayı anlamlandırması konu edinilmiş. Anlatım hem fazlasıyla akıcı hem sürükleyici hem de yer yer duygusal. Yazar, okuyuculara dünyayı küçük bir yavrunun gözünden anlatma konusunda
Beyaz Diş
Beyaz DişJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202076,4bin okunma
Hangi ay olduğunu anımsamıyordum, hatta yılını bile. Yalnızca bu anının içimde yaşadığını biliyordum; mutlu geçmişin kusursuzca mumyalanmış bir parçası; yaşamlarımızın dönüştüğü bu gri, boş tuvale atılan rengarenk fırça darbesi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.