Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Dün gece yüzüğüm hakkında garip şeyler anlatmaya başlamıştın, Gandalf," dedi. "Ama sonra durdun ve bu tür meselelerin günışığına bırakılmasının daha iyi olacağını söyledin. Şimdi sözlerini tamamlamanın sırası değil mi sence de? Yüzüğün tehlikeli olduğunu söylüyorsun, benim tahmin edemeyeceğim kadar tehlikeli olduğunu. Nasıl yani?" "Birçok yönden," diye cevapladı büyücü. "Benim ilk başta düşünmeye bile cesaret edemediğim kadar güçlü, o kadar güçlü ki, ona sahip olan her ölümlüyü eninde sonunda tamamıyla mağlup eder. O kimseye sahip olur. "Çok uzun zaman önce Eregion'da Elf Yüzükleri yapılmıştı, sizin tabirinizle sihirli yüzükler. Ve bu yüzükler, elbette ki, çeşit çeşitti: Bazıları daha etkili, bazıları daha zayıf. Zayıf olan yüzükler, elflerin bu hünerleri tam olarak olgunlaşmadan önce yaptıkları denemelerdi ve Demirci Elfler için bunlar sadece oyuncaklardı yine de ölümlüler için tehlikeliydiler bence. Fakat Âli Yüzükler, Kudret Yüzükleri, işte onlar korkunçtu. "Âli Yüzükler'den birini alıkoyan bir ölümlü ölmez, ama büyüyüp daha çok yaşam da elde etmez Frodo, sadece süregider; öyle ki, sonunda her dakika ona bir yorgunluk gibi gelmeye başlar. Ve eğer Yüzük'ü sık sık görünmez olmak için kullanırsa da, solar: Nihayet tamamen görünmez olur ve Yüzüklere hükmeden karanlık gücün nazarı altında alacakaranlıkta yürür. Evet, er veya geç eğer işin başında güçlü ve iyi niyetliyse daha geç olacaktır bu, ama ne güç, ne de iyi niyet dayanamaz er veya geç karanlık güç onu yutar."
Çünkü gerçek kolay ve yalındır .Bu yalınlığı içinde de vahşi bir güç yatar. Yaşamın vahşi, ilkel gerçeklerine ancak yıllar süren bir savaşımın sonunda varabildim.Çünkü insanlar yaşamın yalın ama çirkin ve güçlü olan gerçeklerine birkaç yıl içinde varamazlar pek.Gerçeğe ulaşmak artık ölümden korkmamak demektir. Her ikisiyle de yüz yüze gelmek büyük bir cesaret gerektirdiğinden , ölümle gerçek birbirine benzer. Gerçekler de insanı öldürdüğü için ölüm gibidir.
Reklam
ah, canlılığım her zaman vardı elbette, sadece yaşamaya cesaret edememiştim, kendimi boğazlamış ve kendimden gizlemiştim; fakat şimdi bütün o baskı altındaki güç patlamıştı, yaşam denen o zenginlik, o tarifsiz kudret bana galip gelmişti.
Güç
Kültürün diğer biçimleri gibi gücün artması da hem yerli dilleri konuşanlarda dil alanında Bir cesaret hem de başkalarında o dilin öğrenilmesi için istek uyandırır.
Greklerin askerlik alanında, sık saflarda yürüyen mızrak ve kalkanı askerler alayını (Phalanx) yaratmaları, önemli siyasal ye toplumsal gelişmeleri de beraberinde getirdi. Saflardaki askerler arasında toplumsal statü ve zenginlik farklılıkları ortadan kalkmış, bunların yerine güç, cesaret ve disiplin önem kazanmıştı. Bu da, doğal olarak, kentin askerleri arasında dayanışma duygusunu artırmış ve eşitlik anlayışına yol açmıştır. İyi bir kent yurttaşının ölçütü, kendini geçindirecek büyüklükte bir toprak parçasına sahip, gerektiğinde kendisini mızrak ve kalkanla silahlandırıp savaş alanında yurttaşlık görevini yapacak bağımsız çiftçinin alçakgönüllü yaşamı haline gelmiştir. Böylece, canlı bir eşitlik ruhu ve toplumsal dayanışma duygusu, Grek kent-devletlerini, dönemin öteki uygarlıklarından ayırıcı nitelikler olmuştur.
Güç uygulamak külfetlidir ve cesaret gerektirir. Bu yüzden birçokları iyi, en iyi haklarını istemezler; çünkü bu hak bir tür g ü ç t ü r , ama onlar, bunu uygulayamayacak kadar tembel ya da korkaktırlar. H o ş g ö r ü ve s a b ı r denilir bu hataların kılıflarına.
Sayfa 125
Reklam
"Bunun böyle olduğuna inanabilirsin. Bunu mahkemelerden ve soruşturmalardan biliyorum. Sanıklar en çok gizledikleri şeylerden acı çekiyorlar, her şeyin ortaya çıkmasından duydukları endişe ve bir yalanla sayısız gizli saldırıya karşı koymak zorunda kalmanın üzerlerinde yarattığı baskının acısını çekerler. Özellikle de suçun da, kanıtın da ortada olduğu, hatta hakimin kararı bile belli olan vakaları izlemek korkunçtur, eksik olan sadece itiraftır, o da sanığın içinde saklıdır ve ne kadar zorlasa da bir türlü dışa vurulamaz. Sanıktan evet sözcüğünü çekip çevirmeye çalışırken, onun kıvrandığını görmek tüyler ürperticidir. Bazen yukarıda gırtlağına yakın bir yerdedir, içeriden inanılmaz bir güçle yukarı doğru itilir, sanık boğulacak gibi olur, neredeyse itiraf edecektir, o anda yine o karşı konulmaz uğursuz güce yenilir, o anlaşılması güç inat ve korkunun etkisiyle itirafı yeniden yutuverir. Ve mücadele yeniden başlar. Böylesi durumlarda hakimler bazen sanıklardan çok daha fazla acı çeker. Fakat sanıklar hakimleri hep düşman olarak görürler, gerçekte ise hakimler onların yardımcısıdır. Ve ben de onların avukatı, onların savunucusu olarak, aslında müvekkillerimi itiraf etmemeleri konusunda uyarmam gerekir, yalanlarını daha da desteklemem gerekir, fakat içten içe buna cesaret edemiyorum, çünkü itiraf etmemek itiraf edip de ceza almaktan daha büyük bir azap onlar için. Bir insanın itiraf etme cesareti olamayacağı ve işin ucunda bir tehlikenin olduğunu bile bile bir suçu nasıl işleyebileceğini hâlâ anlamış değilim. İşlenen suçtan ziyade, itiraf etme cesaretini bulamama korkusunu zavallıca buluyorum."
Çünkü gerçek kolay ve yalındır, Bu yalınlığın içinde de vahsi bir güç yatar. Yaşamın vahşi, ilkel gerceklerine ancak yıllar süren bir savaşımın sonunda varabildim. Çünkü insanlar yaşamın yalın ama çirkin ve güçlü olan gerçeklerine birkaç yıl içinde varamazlar pek. Gerçeğe ulaşmak, artık ölümden korkmamak demektir. Her ikisiyle de yüz yüze gelmek büyük bir cesaret gerektirdiğinden, ölümle gerçek birbirlerine benzer. Gerçekler de insanı öldürdüğü için, ölüm gibidir.
Sayfa 105Kitabı okudu
Hayat, sürekli bir mücadeleydi. Hayat, çok büyük güç ve cesaret gerektiriyordu. Belki de hepsinden önemlisi, biz insanlar yanılmaya meyilli varlıkları olduğumuz için, insanın kendisine güvenenin olması gerekiyordu.
TÜRK OLMAK İNSANLIK ADINA KORKMADAN İRADE ORTAYA KOYMAK DEMEKTİR. İnsanlığın şu anda yaşadığı son ibret zulmü yeryüzünde bitiriyor. Üretilmiş dine karşı korkuyu son ibret canlı ölüler ibreti yok etti. Çünkü gerçek bilgi bir sır ile yeryüzüne indi. Korku bitti, din ile sömürü bitti. İstiklal ve istikbal marşımız korkma diye başlar.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.