Hayal kırıklığı yaşayan insanların çoğu, teselliyi maneviyata sığınmakta bulurlar. Nitekim dualarının gücünün, sırrının, zırhının yatıştırıcı, sakinleştirici etkisini biliyoruz? İçinde bir yılgınlık hisseden inanç sahibi kişiler, kendilerine güvenli bir sığınak aradığında, Allah'ın ipine sarılırlar. ''Allah'ın ipine sarılmak'' demek, kişinin kaderini Yaradan'a emanet etmesi ve O'na tevekkül etmesidir. Allah'a sığınmak, bir rahatlık, güven, korunak ve zor zamanlarda teselli bulmanın en sağlam ve gerçekçi yoludur. Zor anlarda, Allah'tan başka hiç kimseden, hiç bir yerden nihai güç ve destek gelmeyeceğini bilmek ve O'nun koruması altında bulunmayı ummak, dilemek, en güven verici duygudur.
Sayfa 142 - Az KitapKitabı okudu
Duyarlı bir ebeveyn gibi, yoldan fa zla saptığımız zamanlarda İlahi Güç de devreye girerek bizi yönlendirmeyi denemektedir. Ancak, spiritüel yasalara göre Tanrı bizi kendi iradesini uygulamaya zorlayamaz. Eğer cehenne­ me doğru meylettiysek, geri çekilip zor yoldan öğrenmemize izin verecektir.
Sayfa 18
Reklam
Bildiğiniz gibi o şehir bir zamanlar güçlü bir yerdi; bizim şehrimizin ikiz kız kardeşi mağrur ve zarif Minas Ithil idi. Fakat burası, Düşman'ın güçlü olduğu o ilk zamanlarda hükmü altına aldığı, o düştükten sonra da evsiz barksız ve başsız gezen kötü adamlar tarafından ele geçirilmişti. Bunların hükümdarlarının kara şeytanlıklara düşmüş olan
zor zamanlarda nelerden güç alırız?
Sorumluluklarımız vardır. Kardeşinize karşı nasıl sorumluysanız dostunuza karşı da sorumlusunuz, o da size karşı öyledir. Zor gününüzde birbirinizin eline bakacaksınız. İnsan ancak dostlarıyla ayakta kalır ama hakiki ve ebedi dostlarıyla. Hayatın anlamı da budur. Dostunuz yoksa bedbahtsınız demektir. İnsanın insana sahip çıkması, yardım etmesi kadar değerli şey azdır. bunu mümkün olmadığı yerlerde, insanlar bir bakıma esaret altındadır.
Sayfa 115Kitabı okudu
"Kuşkusuz kadınların şakalarının ve paylaştıkları kahkahaların diğer armağanı budur. Hepsi zor zamanlar için ilaç, başka zamanlarda da güç kaynağı haline gelir."
Sayfa 378Kitabı okudu
Endüstriyel tekniğin amaçlarından biri de daima insan kas gücünün yerine diğer güç türlerini geçirmek olmuştur. Hayvanlar kendi ihtiyaçlarını giderebilmek için tamamen kendi kaslarına bağımlıdırlar; ilkel insanda da aynı bağımlılığın bulunduğu varsayılabilir. İnsan gitgide daha fazla bilgiye sahip oldukça güç kaynaklarını daha fazla kontrol edebilir hale gelmiş ve böylece artık kaslarını yormasına da gerek kalmamıştır. Çok eski zamanlarda dahinin biri tekerleği icat etmiş ve birkaç başka dahi de öküze ve ata tekerleği döndürtmenin bir yolunu bulmuştur. Görüldüğü kadarıyla, öküzü ve atı ehlileştirmek elektriği ehlileştirmekten çok daha zor bir iş olmalı ama bu daha çok zekâ değil, sabır gerektiren bir zorluktu. Elektrik tıpkı Binbir Gece Masalları'ndaki cin gibi doğru formülü bilen her kişinin elinde sebatkâr bir uşağa dönüşür: Formülü keşfetmek zor olsa da işin gerisi kolaydır. Öküzün ya da atın kaslarının insanın kaslarına oranla çok daha etkin şekilde çalışacağını anlamak için çok büyük bir hüner gerekmiyordu ama öküzün ve atın, terbiyecilerinin iradesine boyun eğer hale gelmesi için uzun bir zamanın geçmesi gerekmiş olmalıdır. Öküz ve ata tapıldığı için onların evcilleştirildiğini, onların pratik bakımdan kullanılmalarının daha sonra, rahipler onları tamamen evcilleştirdikten sonra devreye girdiğini söyleyenler de vardır. Neredeyse tüm büyük ilerlemelerin hepsi ilk başta ilgisiz sebeplerden doğduğundan bu doğal olarak olası bir kuramdır.
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
149 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.