Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Wow
Ve fakat bir şey çengellendi çok çengelengiz usu­ma; kitabı herkes internette bedava okuyacak ! - Yazarın telif hakkı n'olucak? sorusunu bezedim masanın nakışları hüzünlü örtüsü­ne. Her yanıtından sonra sanki gol atmış bir ayaktopçu gibi gerinerek arkasına yaslanan elleri dijital, bakışları alaycı adam: - Olmayacak. diye pervasızca bir kahkaha attı. Kahkahası yayıldı masa örtüsünün hüzünlü nakışları üstüne. Masa örtüsü tedirgin oldu. Boynunu büktü örtüye bir narin elin nak­şettiği kırmızı gül. - O zaman niye yazsın yazar? Yazarak nasıl ge­çinecek? Yazarın başka bir işi olup yazarlığı hafta sonu şiir yazan hekimler gibi, hobi olarak mı yapacak? deyince duraladı dijital adamın masa örtüsünün nakış­ları üstünde trampet çalan elleri. - Ona bir çare bulunacak herhalde... diyerek dudak büktü. - Ne çare bulunacak, sen çareyi bulur bulmaz, karşı çare üretecek internet korsanı. dedim. Sustu. Sağ kaşı iner gibi oldu, bunu kendine ya­kıştıramayarak yeniden kalktı. Sol kaş sağ kaşa fırça çekti: - Ne iniyorsun? İnecek kaş m ıyız lan biz? Kaşların muhabbeti sırasında; - Matbaacı ne iş yapacak? sorusunu sıvı olarak boca ettim masaya, masa örtüsü ıslandı, yapıştı masaya. - Hiç de yağmur havası değil! düşüncesini yaprakları nda gezdirdi boynu bükük, nak­şı güzel kırmızı gül. Elleri dijital, ruhu elektronik adamı şapa oturttu­ğum duygusunun huzuruyla arkama yaslanıyordum ki ; - Ne matbaası yahu, ilerde kağıt olmayacak! Mat­baacı kendine başka bir iş bulacak. alaycı yanıtıyla kalakaldım.
Sayfa 6 - Ortaoyuncular YayınlarıKitabı okuyor
Akıl hastalarından şiirler.
Not: Bu şiir günde (16) paket sigara içen R...G…Ö... tarafından yazılmıştır. Nalan!.. Nalan!.. Bu dünyada aşkta yalan!.. Sevdâ da yalan!.. Ölüm hakikat olan!.. Unutuluyor en sonunda Aşk ızdırabıyla bir gül gibi solan!... Mes'ut kişidir elbet aşk yüzünden mes'ut olan! Melânkolik bir beste gibi sevdası ruha dolan!... Nalân!.. Aşk! muhakkak ki masal misali Zaman içinde kaybolan!. Leylâ ile Mecnun oluyor Gönül dertleriyle saçlarını yolan.  
Reklam
"Bir gül uzatırdı çocuklardan biri Ellerimden güle yalnızlık batardı İçi bulanırdı yalnızlığımın Kusardı serseriliğini en görkemli meydana."
Sayfa 31 - Metis Yayıncılık
Artık ben gideceğim, ata eğer vuruyorlar. Hatıralarımı birer birer yakacağım. Entarimi parça parça edip Zehirli kirpilere bırakacağım. Beyaz bir kayanın üstüne çıkıp Göğsüme siyah bir gül takacağım. Batan güne doğru kurşunlar sıkıp Kendimi boşluğa bırakacağım.
Sayfa 28 - Diriliş Yayınları, Monna RosaKitabı okuyor
hebû me yek dil tev jan û kul bû, ne bûme bawer, gul bi dil bidî gul bi dil bidî
Oaristys
Ey hatırası içimde yemin kadar büyük, Ey bahçesinin hoş günlere açık kapısı Hâlâ rüyalarıma giren ilk göz ağrısı, Çocuk alınlarda duyulan sıcak öpücük. Ey sevgi dalımda ilk çiçek açan tomurcuk, Kanımın akışını yenileştiren damar, Gül rengi ışıkları sevda dolu akşamlar, İçimde yeni bir fecir gibi doğan çocuk. Tahta havalenin üzerinden aşan hatmi Ve havaları seslerimizle dolu bahar, Koşuştuğumuz yollar, oynadığımız sular, Kâğıttan teknesinde sevinç taşıyan gemi. Duyup karşı minarede okunan yatsıyı Yatağıma sıcaklığını getiren rüya, Denizlerinde onunla yaşadığım dünya Ve ey ufku beyaz cennetlere giden kıyı. Ah! Birçok şeyler hatırlatan erik ağacı Ve o ilk yolculukta başlayan hasret, zindan; Atları çıngıraklı arabanın ardında Beyaz, keten mendilimde sallanan ilk acı.
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Solmuş bir gül, örneğin Sabahları bir düğün Akşamları ölümdür
Sayfa 29
Anılar defterinde gül yaprağı Gibi unutuldum kurudum Başıma düşmüş sevda ağı Bir başıma tenhalarda kahroldum Sen kimbilir, rüzgarlı eteklerinle Kimbilir hangi iklimdesin, ben Sensiz bu sessizlikle Deli gibiyim sensiz Bu sessizlikle Ayrılıkla başım belada Gözlerini çevir gözlerime Yoksa sensiz bu sessizlikle Deliler gibiyim Sensiz bu sessizlikle
Açıl bağın gül ü nesrini ol ruhsârı görsünler Salın servü sanavber şive-i reftari görsünler -Bâki (Bağın gülü sen yüzünü aç da o yanağını görsünler, sen servi gibi salın da o yürüyüşünü görsünler{servinin süzülmesi ne ki senin yürüyüşünün yanında.} )
ÖLMÜŞ BULUNDUM
O firaka hiç varmazdım Küflüydü sokakları Çiy kokardı sabahtan Şöyle bir düşündüm de hiç gitmezdim aslında Ama … Gitmiş bulundum
Reklam
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? Sevmek için güzele mi bakmalı? Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır? Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı? Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır? Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı? Solması için gülü dalından mı koparmalı? Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı? Öldürmek için silah, hançer mi olmalı? Saçlar bağ, gözler silah, gülüş kurşun olamaz mı? -Victor Hugo
Görünür sırrın kâinatta Yedi kat yerde ve gökte İnsansa daim inkarda Görmeyenlere göz benim... Adın zikreder dağla taş Aşka gelmiş garip bir baş Gözlerden akar kanlı yaş Duymayanlara söz benim... Hem Kur'an'ın habibin var Sensin aşık hep sensin yâr Gül dalında yitse de hâr Yanmayanlara köz benim... Gussanâk
gül, yağmurun bir sonraki adıdır gülün mecnûnundur bütün çiçekler
Nurullah Genç
Nurullah Genç
hani ol gül / gülerek geldiği demler şimdi ağlarım hatıra geldikçe gülüşlerimiz
mahir
Şairin'de dediği gibi: Kalbimin yamacında gül gölgesisin. Bir şiirlik hakkım olsa, yine seni severdim."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.