Günümüz İstanbul’undan İkinci Dünya Savaşının
Hitler ve Sovyet yıllarına uzanan soluksuz okuyacağınız bir roman.Kitapta ağırlıklı olarak iki dostun hikayesi anlatılıyor ve yazarın diğer kitaplarında olduğu gibi başka karakterlerin hikayeleriyle bağlanıyor.Dünyasızları okurken Nazan Bekiroğlu’nun Nar Ağacını fazlaca anımsadım.Azerbaycan Bakü sokaklarını karış karış arşınladığımızdan mütevellit belkide. Firuz dik duruş,ciddiyet ve keskinlik timsaliyken Ayvaz;merhamet,iyi niyet sıcakkanlılık timsali.Birbirlerini öyle sarıp sarmalıyorlar,öyle güzel tamamlıyorlar ki… Bu güzel iki dostun yaşadıkları maceralar hayat hikayeleri oldukça destansı bir dille anlatılmış.Kitabın sonlarına doğru fantastik öğeler daha ağır basıyor ve yazarın sıkı bir Harry Potter hayranı olduğunu düşündürüyor.Açıkça belirtilmiş bir şey yok ama yalnızca Harry Potter fanatiklerinin anlayabileceği fantastik durumlar yer alıyor.Merak edenlerin özellikle Felsefe Taşı ve Sırlar Odası kitaplarını okutmalarını öneririm.Bana hak vereceklerdir. Özetle;ben sevdim,çok akıcı masalsı bir anlatım var.Tavsiye ediyorum.