"Karanlık Oda"
Herkesin karanlık bir odası vardır; anahtarını kimselere veremeyeceği, içinde korkularını, ataletlerini, aşırılarını, uçlarını ve kimseninkilere benzemeyen travmalarla dolu bir odası… Korkular denilince 90’lı yılların sonunda ilk kez okuduğum Irvin D. Yalom’un Nietzsche Ağladığında adlı eserindeki; “Yirmi yıl düşündükten sonra korkuların
2024'ten tek beklentim:
Derin bir uykuya dalmış, gün ışığı irkilerek uyanmama sebep olana kadar uyumuşum.
Reklam
Sana uzanamadığım gün Ellerim yok sanıyorum Senin bakışlarını yakalayamadığım gün Gözlerim yok... O zaman bir yumruk Bütün gücüyle vuruyor Eski bir piyanonun tuşlarına Binlerce martı Kayalıklara çarparak ölüyor Ay ışığı tutkal gibi Yapışıyor pencereme Açamıyorum perdeleri Şiir yok artık Türkü dindi... Meyvelerini taşıyamayan Ağaçlar gibiyim Sularını taşıran ırmaklar gibi ... Bu kadar mutluluk çok bana Onu günlere Onu aylara bölmeliyim Ve bir tek gülüşünü senin Kutlamalıyım yıllarca ...
“...20 yıl düşündükten sonra korkuların karanlıktan doğmadığını anladım;korkularda yıldızlar gibi hep ordadırlar ama gün ışığı onları gizler.”
Sayfa 245 - Ayrıntı
Sihisapa Kabilesi
Hayat nedir? Hayat geceleyin ateşböceğinin yanıp sönen ışığı, kış ayazında bufalonun nefesi, çayırın üzerinde gezinip dururken gün batımında titreyen gölgelerdir.
Pegem akademi_________benden sonra görüpte paylaşırsan Allah cezanı versin .dKitabı okudu
Ali Lidar
Herkes gider Ne? Bilmiyor muydun sanki Sevgili kalbim! Neden hâlâ apartman boşluğunun Gün ışığı görmeyen penceresinde Kuş sesleri beklersin?..
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.