Önceleri insanlar görmeden bakıyor, Dinlediklerini anlamıyorlardı, Uzun ömürleri boyunca düş görüntüleri gibi Düzensiz, gelişigüzel yaşıyorlardı. Bilmiyorlardı duvar örmesini. İçine gün ışığı giren evler yapmasını, Ağacı kullanmasını bilmiyorlardı. Yerin altında, karanlık mağaralarda Karınca sürüleri gibi yaşıyorlardı.
Sayfa 19
Ben de sizin gibi gece korkularıyla boğulurum. Ben de sizin gibi neden korkuların geceleri hüküm sürdüğünü düşünürüm. Bunun üzerine yirmi yıl düşündükten sonra korkuların karanlıktan doğmadığını anladım; korkular da yıldızlar gibi hep oradadırlar, ama gün ışığı onları gizler.
Ayrıntı Yayınları
Reklam
“Dünyada yaşayanlar için, pencerelerden içeriye gün ışığı sızıyordu ama bu ışığın parıltısı ve sıcaklığı algılayamayacağı kadar uzaktı ona. Onu çevreleyen hava hâlâ soğuk ve karanlıktı. Acı kaynağı, etini yakan ateş değil, işte bu sonsuz yabancılaşmaydı.”
Sayfa 190Kitabı okudu
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Boynu bükük ay çiçeği Şiirin ve aşkın geleceği. Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Dağ rüzgârı, portakal balı Alçakgönüllü, hünerli, sevdalı.
Korkuların karanlıktan doğmadığını anladım; korkular da yıldızlar gibi hep oradadırlar, ama gün ışığı onları gizler.
Sayfa 214Kitabı okudu
Türdaş(lar)ım için bir öykü
"Başkalarına muhtaç olmak, ayıp bir şeydir!" Bu sözünü hiç unutamadım onun. Unutmam da... Kim tarafından ve ne zaman yaralandığını hiç bilmiyorum ama güzel ve çekici bir kadındı. Güzelliği, en çok kendisini umutsuzca özlemesinden kaynaklanıyordu. Güzelliği, yüzündeki yitik seslerden, can çekişen anılardan, yüreğindeki umutsuz kanayıştan
Sayfa 5
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.