senin anlamayacağın o kadar çok şarkı yazdım ki ayrıca. hiç anlatamadığımdan mı bilmiyorum ama altını çizdiğim paragrafları senden sakladığım için hep kendimi suçladım. bir günah keçisi olduğu sürece yaşamak için hep umut vardı. yazabildiğim sürece hayattaydım ve hala düşünebiliyorsam her şeyin farkındaydım. yıldızların gökyüzünden indirilmeyeceğini biliyordum mesela, iki insandan biri hastaysa aynı bardaktan su içemeyeceklerini de biliyordum. ama ben kıyafetlerini aynı valize sıkıştıramayan iki insanı aynı hayatı paylaşmaları için zorlamaya çalıştım. yüzlerce kez yamadığım çoraplara bile hislerimden daha çok sahip çıktım. ama herkesin canına tak eden bir akşam vardır. adın midemi bulandırmasaydı o akşam son kez akşam yemeği yiyebilirdik.
Aile bireylerimle yıllar sonra tekrardan karşılaşmıştık. Bana bakan üç cift göz annem babam, kardeşim. Hepsi bir açıklama bekliyor. Hiçbirini hesap verecek değildim, fakat içimi dökmeden kalkmak istemiyordum. Günah keçisi ilan edilmişim ve uçurumdan aşağı atılalı çok uzun zaman olmuştu. Yine de hayatta kalmayı başarıp diplerde gezinmiştim, yıllarca. Tekrardan bir araya gelmemizin bir nedeni vardı tabii ki. Her katil, kurbanını son nefesini verirken görmek ister, onlar da bunu istiyordu nasıl geberdiğimi görmek istiyorlardı. Bu iğrenç masadan kalkmak için sabırsızlanıyorum. İlk ve son konuşan bendim. Ne bir soru, ne bir cevap geldi tek kişilik bir konuşmanın ardından, birbirimizi bir daha görmemek üzere ayrıldık vedalaşmadan, sarılmadan. Evet dedim, evet kötü şeyler yaptım, hafif belki biraz ağır suçlar işledim. Tecavüz ettim, uyuşturucu kullandım. Sokaklarda yattım. Sevdiklerimi en zayıf noktalarından indirdim yere. Kemikler kırdım ve kırıldım. Sattım, satın aldım. Kanın tadını öğrendim. Çok ihanet gördüm, her defasında öfken katarak büyüdü. Benden büyük oldu ve ben zayıfladıkça, öfkem güçlendi. Bugün burada oturan ben değilim, ben kalmadım. Bugün hareket eden konuşan öfkem. Beni hep yalnız bıraktığınız için, yalnızlığım kader sandım. Ve hep yalnız kaldım. Beni tek kucaklayan şeydi içimdeki öfkem. Ama merak etmeyin beni şimdiye kadar yaşatan öfkem, artık beni de bitirmek istiyor. Yavaş yavaş beynim ve organlarım çürüyor. Çok yakında benim için ağlayıp, hatırladığınız birkaç iyi anıyla anabilirsiniz beni, bir zamanlar hiç ölmemiş olan beni.
Reklam
Herkes, suçuna bir günah keçisi arar...
Ne sürekli kendimi suçlayacak kadar öz saygı mahrûmu ne de irâdemi yok sayıp günah keçisi arayacak kadar paranoyağım..
Adolf baba gibisi yok şuan. Keşke hepsini öldürseydi
Adolf Hitler'in Yahudilere karşı duyduğu nefretin kökeni ve neden Yahudileri öldürdüğüne dair nedenler, tarihçiler tarafından çok yönlü bir şekilde incelenmiş ve birkaç ana başlık altında açıklanmıştır. Bu nedenler ideolojik, ekonomik, sosyal ve politik faktörlerin bir birleşimidir. İdeolojik Nedenler 1. Antisemitizm: Hitler ve Nazi
Günah keçisi
Günah keçilerinin en hüzün verici yanı bir kere bulunduktan sonra neredeyse hiç kaybedilmemeleridir. Oysa kaybetmek bizi kendimize getirebilir: Aradığımızın gerçekten aramaya değer olup olmadığını düşünürüz mesela ya da onu ararken bulduğumuz başka şeylerdeki imkânı fark ederiz. Kim bilir?..
Reklam
355 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.