Bir mümin günah işlediğinde , Allah'a yakınlaşmaya kalkmasın diye şeytan ona kendini değersiz hissettirmek ister. Bunun için de birtakım uydurma düşünceleri kullanır:"Çok kötüsün; başörtünü çıkarsaydın bari" ya da "Şimdi bu günahı işledin ,bir de arkasından camiye namaz kılmaya mı gideceksin? İkiyüzlünün tekisin!"
Şeytan, insanları bağışlanmaya veya Allah'a yakınlığa layık olmadıklarına inandırmak suretiyle en sevdiği silahı yani utancı kullanır.
Sayfa 81
Yoksul doğdun, yoksul bir köylü çocuğusun, seni günah işlemeye iten yoksulluk, Colorado’daki kasabandan bu yüzden kaçtın, bu yüzden bir kitap yazıp zengin olmayı ümit ederek Los Angeles’ın batakhanelerinde dolanıyorsun, çünkü bir kitap yazarsan Colorado’da senden nefret edenler artık etmeyecekler. Ödleğin tekisin Bandini, ruhuna ihanet ettin, gözleri yaşlı İsa’nın karşısında dermansız bir yalancısın. Bu yüzden yazıyorsun ve bu yüzden yazdığın için öl daha iyi.
Sayfa 18
Dur bir dakika… Al işte… Sana teşekkür ederim!”
Zahar İvanoviç, Mazin’in eline üç rublelik bir kâğıt para tutuş-
turduktan sonra yüzüne yüce gönüllü bir iş yapmış da cevabını
bekliyormuş gibi baktı. Mazin’se elindeki kâğıt paraya dikkatle
bakıyordu. Heceleri uzata uzata, düşünceli sordu:
“Yani bunu bana mı veriyorsunuz?”
“Aptal!
Sayfa 321
Büyük Savaş ve Büyük İhanet
Bu ihanet duygusunun arka planında ne olduğunu anlamak önemlidir. Gandi'nin Hindistan'a dönüşünden ve Savaş'tan sekiz sene önce Henry Nevinson, 1908'de Hindistanlıların İngiliz idaresinden neden memnun olmadıklarını ortaya koymuştu: "Hindistan'daki huzursuzluk Bengal'i ayırma planına karşı Hindistanlıların
Neyzen, Hayyam, Şair Eşref, Gürpınar
_Ben sana bok demem. Boklar duyar ar eder. Bir zerren düşse boka, onu da mundar eder. Tanrı senin hamurunu, necasetle yoğurmuş. Anan seni sıçar iken, yanlışlıkla doğurmuş.
_Rakı, şarap içiyorsam sana ne? Yoksa sana bir zararım içerim. İkimiz de gelsek kıldan köprüye. Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim
_Göbekler perçin olmuş, hava geçmez aradan.
“Halkın günlük konuşma dilinde ‘Türkiye’de yaşıyoruz’ ibaresi çoğu zaman bir kınama, bir alay ve görülen aksaklıklar karşısında bir tepki havası içinde kullanılır. Yıllar var ki yaşadığımız ülke bizim için bir ‘günah tekesi’ haline geldi.”
Sayfa 384 - Günah tekesi: Başkalarının günah ve kabahatlerinin yüklendiği kimse veya şey.
Şeytan ve Utanç
Bir mümin günah işlediğinde, Allah'a yakınlaşmaya kalkmasın diye şeytan ona kendini değersiz hissettirmek ister. Bunun için de birtakım uydurma düşünceleri kullanır: "Çok kötüsün; baş örtüsünü çıkarsaydın bari" ya da "Şimdi bu günahı işledin, bir de arkasından camiye namaz kılmaya mı gideceksin? ikiyüzlünün tekisin!"
Şeytan, insanları bağışlanmaya veya Allah'a yakınlığa layık olmadıklarına inandırmak suretiyle en sevdiği silahı yani utancı kullanır.