Şarkıcıların, türkücülerin, mankenlerin,
Medya, insanlığın temel sorunlarını gündeme getirip, duyarlılık yaratmak, gerçeğin resmini sunmak yerine, yok saymayı yeğliyor, zira çoktan gerçek anlamda medya olmaktan çıkmıştır. Şarkıcıların, türkücülerin, mankenlerin, futbolcuların, 'yüksek sosyetenin' aşk maceraları, yedikleri içtikleri, bindikleri ciplerin markası. ..
Sayfa 330Kitabı okudu
'Yüzyılın en sıcak yazı' küresel ısınmanın bir sonucu olarak gündeme otururken ne bu felakete yol açan insanlığın artan açgözlü tüketim hırsı ne de aynı nedenden artan göç, kıtlık ve nüfus sorunlarına dair endişeler dile getiriliyordu.
Reklam
Kapitalizm, zenginlerin sayısını,
Kapitalizm, zenginlerin sayısını, ancak, milyonlarca insanı öldürerek, milyarlarcasını da sefalet ortamına itip, ölümün eşiğine yaklaştırarak artırabiliyor ve bu sefil durum, bu skandal, bu insanlık ayıbı, asla gerektiği gibi gündeme gelip tartışılmıyor. ..
Sayfa 305Kitabı okudu
"Yumurtalar kadar birbirine benzer hiçbir şey yoktur; ama bu görünüşteki benzerlikten ötürü, hepsinden aynı tadı ve keyfi bekleyemeyiz. Ancak herhangi bir türde uzun süreli tektip deneyimlerin ardından tikel bir olaya dair kesin bir güven ve garanti elde ederiz. Şimdi, tek bir örnekte çıkarılan sonucun, bu tekil örnekten hiçbir farklılık taşımayan yüz örnekten çıkarılan sonuçtan çok farklı olduğu muhakeme süreci neye benzer? Bu soruyu bilgi edinmek kadar, zorlukları gündeme taşıma niyetiyle de soruyorum. Ben böyle bir muhakeme bilmiyorum, tahayyül de edemiyorum. Fakat birisi zahmet eder de bana da açıklarsa, zihnimin öğrenmeye açık olduğunu söylemeliyim.."
Sayfa 34 - Türkiye İş Bankası Yayınları
Gündeme dair
Ne hatır biliyorsunuz, ne gönül! Ne insanlık biliyorsunuz, ne kardeşlik!”
Bizim bugün anladığımız anlamda bir İslamcı gündeme sahip olmamakla birlikte bu dinî medya Türk toplumunun karmaşık yapısı içinde ve gündelik hayatta dinin ortadan kalkmadığını ortaya koyuyordu. Millet ile din iç içe geçiyordu, yani ilki doğrudan ve tamamen ikincisinin yerini almamıştı. Basılı medya bu sürece tanıklık etmişti çünkü 1945'ten itibaren "sekülerliğin" (laiklik) ve dinin anlamı hakkında yapılan yoğun tartışmaları yansıtıyordu. Türkler, bu kavramları aslen kendi tarihlerine içsel bir parçası olan özgül soykütüklerini oluşturduğunu fark etmiş görünüyorlardı: "İslam" terimini kullanmaktan ziyade, basılı medya Türklere dinin gerçek, tecrübe edilen bir deneyim olduğunu ve ortodoksinin veya doğru davranışların katı bir uygulanmasına indirgenemeyeceğini ima eder biçimde, Müslümanlık terimini kullanmayı tercih ediyordu. Samsun kökenli Büyük Cihad gibi süreli yayınlar defaatle İslam'ın -nasıl tanımlandığından bağımsız olarak- günlük yaşamdaki önemini vurguladılar. Ana akım vilayet gazeteleri umumiyetle fiili tartışmalardan kaçınsa dahi, içeriklerinin bu gerçekliği örtük de olsa yansıttığına dair açık kanıtlarımız vardır. Bu anlamda, basılı medya sadakatin tek biçimi olarak millete modernleşmeci bir Kemalist adanmışlığı sorgulamaya başlamış siyasi elitin üyelerini bile içeren, etkisini gittikçe artıran bir kamusal söyleme halkı dâhil etti.
Sayfa 196Kitabı okudu
Reklam
232 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.