Ve güneş batmaya yeltenirken
Akşamı kokluyorum
Kızıl saçların ne güzel ey gök kızı, güneşin boyadığı!
Ne güzel örtmüş seni akşamın kızıllığı
Bu kızıllık sanki Nevbahar’ın habercisi
Gündüzden ayrılığın hicranı mı bu, acının kırmızılığı mı?
Karanlığın çökmesi mi ürperten seni
Gecenin karanlık örtüsü mü?
Süssüz kefen, yalnız iki solmuş ten
Soğuk fırtınalar… Beyaz gelinlik
Çünkü kıştan sonra bahar gelir diye bekledik
Susuz beden, kurak toprak köyümden
Soğuk rüzgâr, yalnız siyah çimenlik!
Onulmaz yaralar, duyulmaz feryat
Sesi kısılmış, lâl, çıkmaz vâveyla!
Suskunluğum bundandır ey vava karışmış leyla
Ne halde derlerse Nevbahar’dayım derim
Çünkü bu başka bahar kıştan sonra gelecek umutları açar
Takvimler almaz ama insan her zaman bir Nevbahar yaşar