Gerçeklerin sonuçlarına katlanmalısınızdır. Katlanmıyorsanız sadece kendinizi kandırmış olursunuz, zira yaşanmış bir gerçeği değiştirmenin yolu yoktur.
İnsanlar ilgilendirmiyordu kendisini hiç, kendi hayatıyla meşgul olmak tüm zamanını dolduruyordu.
Reklam
Seni öyle bir affederim ki, utancından ölürsün. İyilerin intikamı affetmektir ne de olsa.
Başka bir açıklaması yok. Bilinçaltım, altta kalışına isyan edip, ayaklanma başlattı. Diren bilinç.
Çekmeceden para çıkardı. Saydı. Ne yapacaksınız parayı? Kefen alacağım. Öyle mi, ölüyor musunuz yoksa? Tabii ki, yoksa siz ölmediğinizi mi sanıyorsunuz?
Sayfa 14
Yalnızlık kati. Başka bir şekli yok hayatın, bu işte. Ummak gereksiz bir iyimserlik. Belki de son hayal kırıklığımızı sakladık cebimizde bir yerlere. Yine de o kadar çok hayal kırıklığı var ki bizi bekleyen. Olsun…
Sayfa 7
Reklam
Ama insan bazen kafasındaki milyon soruya rağmen cevaplardan korkar ve cahilliği acı bir bilgeliğe tercih ederdi. Hatta bazen değil, genelde böyle olurdu.
Senin ceddin gayba inanırdı. Sen mantık prangasıyla gelecek piramidine taş taşıyorsun hödük.
Şehre bakarken hep yalan söylüyordu insanlar. Önce kendilerine yalan söylüyorlardı.
Bazen böyle olurdu, hayatını değiştirecek eşikte dikilirdi insan da, kendisini anca otobüs bekliyor sanırdı. Sonra geriye dönüp baktığında, tabii geriye dönüp bakacak kadar aklı varsa, fark ederdi o eşiği.
Reklam
Olmuyordu tabii öyle. Körkütük aşık olmuşsun, unutunca nasılsa unutmuş olacağım, üzülmeye gerek yok denir mi? Çekilir de çekilir, kalbin mengenede sıkılır da sıkılır. Canın çıkar. Nereden çıktı şimdi aşk meşk, bu yaştan sonra.
Yorgun değildi, hasta değildi bu sabaha özgü bir rahatsızlığı mevzubahis değildi ama yerinden kıpırdayamıyor, öylece duruyordu. Umudunu mu kaybetmişti. Umut.... Umutlu değildi zaten...
Sayfa 90 - Ketebe Yayınları
… bütün kitaplar, bir kitabın anlaşılması için okunur.
Sayfa 203
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.