Hikaye
Kunduracı Bahri Usta… Babam bir kunduracıydı. Cebirde ne kadar iyi olduğunu bilmeyenler için sadece Kunduracı Bahri Usta olarak kaldı. Bana göre onun asıl ustalığı cebirdeydi. Okulu dışarıdan bitirmişti, ama rakamlarla arası tanıdığım herkesten çok daha iyiydi. Bu nedenle mühendis olmamda yarı yarıya pay onun. Hatta şöyle bir düşündüm de, payın
440 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 12 hours
Adı gibi güzel bir romandı. Yazar kelimelerine duygusallığını ve hislerini öyle güzel harmanlamış ki okuruna da aynı duygusallık ve empatiyle okumasını sağlamış. Umuda dair , güvenmeye dair, kız çocuklarının ufak yaşta istismarına dair romantik , ümit dolu keyifle ve aynı zamanda hüzünle okunan hoş bir kitap.
Frezya
FrezyaLemariz Müjde Albayrak · Postiga Yayınları · 2015197 okunma
Reklam
Güvenmeye dair..
Ömrümsün diyen kelebekler Aklımdasın diyen balıklar gördüm..
232 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 14 days
Kitap gerçekten çok sakin ilerlemesine karşılık insanın içerisindeki merakı ve heyecanı sürekli uyanık tutuyor. Hocanın hayatının gizemi, fikirleri, hayata bakış açısı, kendini açıklamaya ve birisine gerçekten güvenmeye dair açlığı okuyan kişiyi kitaba sabitliyor. Kitabın sakinliği ve olayların kısmen azlığı bazı insanları sıkıyor olabilir fakat sonuna kadar okunmasını tavsiye ederim.
Gönül
GönülNatsume Soseki · Maya Kitap · 20181,554 okunma
Mustafa Kutlu Kitaplarında Kapak Tasarımı
Mustafa Kutlu kitaplarında en sevdiğim şeylerden biri kapak tasarımları. Ön kapak tasarımı hikayenin mahiyeti ve sayın Kutlu'nun çocukluk hatıralarıyla alakalı ruhu okşayan bir tasarım. Arka kapak tasarımında ise en hoşuma giden şey eserden bir kısmın ya da çeşitli yazarların kitap ile ilgili görüşlerinin olmaması. Kitaplarından birini ilk kez elime aldiğimda hissettiğim şey minik bir şok oldu. Arka kapakta yazı yoktu. Kapakta yazan tek şey yazarın ve kitabın adıydı. Bu şu demekti benim için. Ya bu yazara ve hikayeye güvenecek bu kitabı alacaksın ya da almayacaksın. Bir başka bakışla diğer yazarların görüşlerine dair bir şey olmaması bizi yalnızca yazara güvenmeye çağırıyor. Güven duygusu samimiyetten gelir bence. Karşındaki kişiye samimiyet ve yakınlık duyarsın ve sonra güvenirsin. İlk aldığım kitabı Yoksulluk İçimizde idi. İyiki almışım. Öylesine doğru ki. Yoksulluk İçimizde..
Reklam
Hayvan çiftliği - 1984
Şimdi... 1984’ün henüz yarılarında olsam bile hayvan çiftliği ile olan ütopik benzerliğin çok fazla olduğunu anlamak zor değil. Şöyle bir bakalım. İlk olarak 1984’de insanların ne geçmişe dair anıları var ne şimdiye dair şikayetleri, tabii neler olduğunun farkında olan insanlar hariç. Hayvan çiftliğine benzeyen ilk yön buradan başlıyor. Şöyle ki, çiftlikte devrim olduktan sonra hayvanlar alfabeyi öğrenmeye başladı bununla beraber düşünmeye de başlamışlardı, sonrasında her şeyi hızlıca unutsalar bile öğrenmek için çabaları vardı. Napolyon başa geldiğinde ise sadece kendi çocukları için okul açmıştı. Hayvanlar tam bu zamanda bir bağnazlığa düşüp Napolyon’a kayıtsız güvenmeye başladılar. Sorgulama yok, tam itaat. Geçmişte olan şeyleri unuttular. 1984’de ise hemen hemen aynı şey. Devrim oldu, Büyük patron başa geldi ve insanlar “düşüncesuçu “ yapmasınlar diye kelimeler yok edilmeye başladı. Bu yolla insanlar tam itaate bağlandı. Değinmek istediğim diğer nokta ise kurallar. Hayvan Çiftliği’nde bozulmamış 7 Emir’in 7. maddesi: “ Bütün hayvanlar eşittir”. Daha sonrasında bu emir, “ Bütün hayvanlar eşittir ama bazıları daha eşittir” olarak değiştirildi. 1984 de ise toplumun eşit olmadığının farkında olan çok az kişi var. Bu paragrafı toparlayacak cümle ise 1984’de :“ Savaş barıştır, özgürlük kölekiktir, cahillik güçtür.” Anlatmak istediğim şey bu kadar. Engellenseniz bile, yetersiz olsanız bile düşünmekten kaçınmayın 🙃
1984
1984
Hayvan Çiftliği
Hayvan Çiftliği
66 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.