Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
SEBİR DAĞI İLE İLGİLİ BİR RİVAYET
"Nakledilmiş ki: Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Mekke'den hicret ettiği ve küffarlar takibe çıktıkları vakit, Sebîr namındaki dağa çıktılar. Sebîr dedi ki: Ya Resûlallah, benden ininiz! Korkarım, benim üstümde sizi vururlarsa, Allah beni tâzib (azap) eder. Onun için korkarım." Cebel-i Hıra çağırdı: Ya Resülallahi ileyye
Sayfa 329 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Sevgilisi hemen yanına gelse, karların örttüğü tarlaların üzerinde dönüp duran şu bir çift güvercin gibi birlikte uçsalar ne güzel olurdu!
Sayfa 84 - Ketebe yayınevi
Reklam
Güvercin değişiyor gittikçe ondan Güvercin değişiyor vardıkça onlara
Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta Her şey naylondandı o kadar Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı. Ama geyikli geceyi bulmadan önce Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk. Geyikli geceyi hep bilmelisiniz Yeşil ve yabanî uzak ormanlarda Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan Hepimizi vakitten kurtaracak Bir yandan
Sayfa 20 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Vayyy
Kuşatma altındakilere, kentteki tüm kuşları bize vermeleri koşuluyla çekileceğimizi söyledik. Bizden sonsuza dek kurtulacaklarını sandılar, bütün yuvaları boşalttılar, binlerce kırlangıç, yüzlerce güvercin, bir o kadar karga, bir çift leylek ve hatta tavuklarını bile verdiler: kısacası binlerce değişik kafes içinde binlerce ötücü. Acayip kuş yükümüzü terkilerimize astıktan sonra, kuşatmayı kaldırır gibi yaptık, ama ertesi gece yine duvarların dibindeydik. Kuşların ayaklarına kıtık sarmıştık. Kıtıkları ateşledik, kuşları serbest bıraktık. Hepsi yuvalarına döndü, çatılara, ağaçlara yerleşti. Kısa süre sonra Vulahay solmakta olan gökyüzünü kızıla boyadı, içindekileri oklarımızın ve kılıçlarımızın gölgesine kustu, en ateşli zaferlerden birini kazandık.
"Dünya,güneş neyime gerekti?Bir güvercin olsaydım da onun ayakları dibine uçabilseydim."
Reklam
"Ama şimdi, sürüden ayrılıp uzaklaşan o bir çift güvercini seyrederken, ürpermiş ve donup kalmıştı.. Ben sonsuz mavilerde uçan gök güvercin Sen de kanadın kanadımda uçan eşimsin. Daha büyük mutluluk yoktur dünyada Sevdiğiyle yan yana, hep yan yana uçmaktan."
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı; Serin serin Kapalı Çarşı; Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa; Güvercin dolu avlular. Çekiç sesleri geliyor doklardan, Güzelim bahar rüzgârında ter kokuları; İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Solgun yüzü gibi taş baskısı bir resmin, Bir ölü var, duruyor bütün taşıtlar. Bakıyorum saçakta iki güvercin, Ağır ağır ilerliyor yayalar. Bir tabut hörgücünde bir devenin...
GÜÇ OLAN
himalayaların tepesine tırmanmak güç ama mümkün okyanusu aşmak da güç ama mümkün ay'a ulaşmak da öyle ama mümkün değil işte bülbülün eti için öldürüldüğü bir ülkede sanatı zincire vuranlara meram anlatmak öt kuşum öt kuşum öt güzel kuşum eller ne derse desin ben sana vurulmuşum
Sayfa 156
Reklam
O sırada, ağlayan kadınların arasında o genç cariye gözüme ilişti. Geçen uzun zaman içinde küllenmiş olan aşkım onu görünce yeniden alevlendi. Bana mâzimi, eski aşkımı, mutlu günlerimi, unutulmuş anıları, geçip gitmiş ayları, günleri, yokluğa gömülmüş zamanları, silinmiş izleri hatırlattı. Kapanmış yaralarımı açarak acılarımı tazeledi. Onu unutmamıştım. Aksine acım artmış, aşk ateşim yeniden tutuşmuş, hüznüm yoğunlaşmış, özlemim iki kat çoğalmıştı. İçimde o ana kadar saklamış olduğum aşkım şimdi tekrar gün yüzüne çıkmıştı!
Erkek mi, Dişi mi?
Adamın biri, Hocaya sorar: "Nuh'un gemisine zeytin dalını getiren güvercin erkek miydi, dişi miydi?" Hoca cevap verir:" Tabi ki erkekti. Eğer dişi olsaydı, ağzını o kadar kapalı tutamazdı!!!"
açıyor ağzını lübnanlı abdülsettar ulen, diyor, ulen siz var mısınız ulen, diyor, diliniz bile yok sizin ulen dininiz bile bizim ulen arapçadan bir lokma acemceden bir alamanca ingilizce firenkçe şimdi de amerikan kuyrukçuluğu diliniz bile yok sizin ulen dininiz bile bizim ulen ve başlıyor saymaya o arap gırtlağıyla mahkeme mübaşir müddeiumumi kâtib-i zabıt ve hâkim ve reis mütâlea karar temyiz lâyiha ve âhiren elfâtiha ulen, diyor, diliniz bile yok sizin ulen dininiz bile bizim ulen sizin olan sadece ve sadece şu rezil şu kepaze ahır gibi hapishane ulen, diyor, ulen siz var mısınız?
Sayfa 153
''Keşke bir güvercin olsaydım/Bu dünya yaşamak için çok küçük'' diyor Füruğ Hapishane yaşamak için çok küçük!
Yağmur
yirmidört saattenberi dinmedi yağmur avlunun betonuna elenip duruyor ve ben az kalsın kaçırıyordum keçileri koğuşta dışarda yağmur olduğunu düşünmekten yağmurun yağdığını görmek başka şey yağmurda ıslanmak başka yağmurun yağdığını düşünmek başka şey tasarlamak başka ve bir de -ki en kötüsü- yağdığını duyup da kulaklarınla gözlerinle görememek
Sayfa 141
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.