+530
birlikte gittiğimiz bir misafirlikte, ağır havası sigara dumanlarıyla mavileşmiş bir odada, senden üç adım ötede oturan bir anlatıcının hikayesini dikkatle dinlerken, geceyarısı ‘o ben burada değilim’ ifadesi ağır ağır yüzünde belirdiğinde seni severdim; tembellikle geçen bir haftadan sonra, gömleklerinin, yeşil kazaklarının ve bir türlü atmaya
Bazı özlemekler...
Onu ara sıra herkesten gizli özlediğimi biliyordum. Ama özlediğim o muydu, onun yanındaki kendim miydi, yoksa o eski güzel günler miydi, karar vermesi zordu.
Reklam
İçinde bulunduğu anın tadını gerçekten çıkarmadığı, o anı gerçekten yaşamadığı, kendi kendine hiç, “işte! Bu an, bugün tam istediğim gibi! O eski güzel günler gibi bunlar ve şu anda gerçekleşiyor. Bu anda kalayım, burada kök salayım,” demediği doğruydu. Hayır, hayatın en lezzetli kısmını daha bulmadığına inanmış, hep geleceğe, daha yaşlı, daha büyük, daha zengin olacağı zamanlara imrenmişti. Ve sonra kıyamet kopmuştu, tersine dönüş, geleceğin ani ve felaketi andıran biçimde yerilmesi, eskiye özlem başlamıştı.
Sayfa 115Kitabı okudu
Hatıraları vardır insanın; düşünürken duygulandığı... O güzel hatıralardan çoğunlukla acı ve hüzün rüzgârları eser. Şairin "Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz" dediği gibi... Yaşarken bir saat süren mutlu bir hatıra, bazen ölünceye kadar esef kaynağı olur. Ölüm gelip insanın sevdiği birini aldığı zaman başlayan acı dinmek bilmez. Onunla birlikte ne kadar güzel günler geçirdiyse, aniden başlayan kopuş acısı, gitgide azalsa da ölünceye kadar sürer. Maziye doyamamıştır. Eski mutluluklarına doyamamıştır. Dünyadaki hiçbir şeye doyamamıştır. Ama o mutluluklar, onlara doyamamış olmasına aldırmadan, ondaki saadet ihtiyacını giderip gidermediğine bakmadan, onu terk edip giderler. Hiç bitmeyecekmiş gibi gelen şeyler, hiç başlamamış gibi bitmektedirler. İnsan ilk bakışta doğduğu andan itibaren ölmeye başlayan bir varlık gibi görünür.
Geçen yıl Japonlar kuruluşlarının 2600 üncü, bu yıl da Portekizliler 800 üncü yıl dönümünü kutluladılar. On dokuzuncu asra kadar kendi adalarında, kendi kendilerine, belirsiz ve silik bir hayat yaşayan Japonların 2600 yılında epeyce masal olsa bile tarihin gözü önünde kurulan, bütün hayatı tarihçe bilinen Portekiz'in 800 yılı büyük bir
Çocukluğumda, yani ellili yılların sonunda ve altmışlı yılların başında, Qaanaaq'da, Avrupa saatine göre bile zaman şimdikinden daha yavaştı. Her şey o kadar büyük bir hızla değişti ki, insanlar itiraz etmeye başladı. Başkaldırı kendini o eski güzel günler sözleriyle gösterdi. Nostalji, Thule için tümüyle yeni bir kavramdı. İnsanoğlunun gelişime direnmesinin ilk nedeni her zaman aşırı duygusallık olmuştur. Zamanla bu tepki eskidi ve kayboldu. Şimdi eski toprakların yasını tutmaktan fazlasına ihtiyaç duyuyorlar, daha farklı bir protesto gerekiyor. Çünkü olaylar hâlâ o kadar hızlı gelişiyor ki, şu anımız bile çok yakında o eski güzel günlerden biri olacak.
Reklam
713 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.