Şahıs Kadrosu-Tarihî ve Kurmaca Kişilikler
Hayat tek bir kişinin etrafında mı döner? Veya iki üç kişinin? Küçük bir köy toplumunda, küçük bir obada bile onlarca, yüzlerce insan vardır. Realist olduğu ifade edilen pek çok roman birkaç kahramanın etrafında şekillenir. Oysa hayat böyle değildir. İşte Atsız'ın romanındaki en önemli yeniliklerden
İstanbul'un Nam Salmış Hayvanları, İBB tarafından sokak canlılarının korunması ve ihtiyaçlarının karşılanmasına destek olmak için planlanmış projelerden biriymiş. Fikir Sunay Akın'dan doğmuş ve gerçekten harika bir eser çıkmış ortaya.
Okumak beklediğimden çok ama çok daha keyifliydi. Ben sadece hayvanlar hakkında birkaç bilgi olur
Dostoyevski'nin eşsiz kaleminden çıkmış eşsiz olmayan bir öykü okudum: Tatsız Bir Olay. Öyküde temelde anlatılmak istenen benimsediğimiz ideolojilerin pratiğe hayal dünyamızdaki kadar kolay dökülmediği. Aslında konu çok güzel fakat Dostoyevski'nin kaleminin izleri pek yok öyküde. O sürükleyicilik, o anlaşılırlık gölgede kalmış.
•••
Peki kitap neyi nasıl anlatıyor?
Kitap üç subayın çevresinde şekillenen bir hikâyeyi konu ediniyor. Stepan Nikiforoviç hayatında bir kez bile doğum günü kutlaması için davet vermemiş birisi. İlk kez birkaç kişiden oluşan ufak bir grubu doğum günü için, yeni aldığı eve davet eder. İnsanlar bu davete oldukça şaşırmakla beraber katılır. Davete katılmış insanlardan biri de ana kahramanımız İvan İlyiç'tir. Davet esnasında subaylar arasında bir fikir tartışması başlar: Aşağı düzeyde olan memurlara iyi davranılmalı mı, yoksa davranılmamalı mı? Bu tartışma sırasında hepsinin kafasında farklı fikirler oluşur. Ardından toplantı biter ve dağılırlar. Kitap tam olarak burada başlar. Bu kısa girişten sonra İvan İlyiç'in başına tesadüf eseri birkaç talihsizlik gelir. Bu talihsizlikler onu kendiyle, fikirleriyle, hayalleriyle ilgili sorgulamaya iter.
•••
Ben kitabı sevdim. Yalnızca bir şikâyetim var; biraz daha uzun olmasını isterdim. Kurgu çok güzeldi ama bence bazı kısımlar gereksiz uzatılmışken, bazı kısımlar aşırı kısa kesilmişti. Velhasılı Dostoyevski'nin en güzel kitabı diyemem ama kötü de değildi.
Okumanızı ve kendiniz yorumlamanızı tavsiye eder, okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim. :)
Tatsız Bir OlayFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 20205.1k okunma
Büşra Sanay'ın kitapla ilgili bir konuşmasını izledim. İncelememi yazmadan önce bana da bir fikir olur diye düşündüm. Ancak kitabın neredeyse her bölümünde olduğu gibi yine tüylerim diken diken oldu, zaman zaman gözlerim doldu ve gerçekten ağırlaşmış hissettim. Ben bunları sadece okurken ya da dinlerken bu kadar etkileniyorsam,
Uzun zaman sonra bu ilk incelemem olacak; kafamdaki birçok soru ve bazı cevaplar ile karşınızdayım. Kitabı uzuuuuunnn zamanlar önce, delikanlı zamanlarımda, hayatı sadece yaşamak için yaşadığım, kendimi ve hayatımdakileri anlamlandırmakla ya da tanımakla uğraşmadığım zamanlarda okumuştum. Dolayısıyla o zaman kendime "Çiçek, senin sevgi dilin
İnceleme Puanı: 6/10
Merhabalar, bugün bir hayli değişik bir kitabın incelemesi ile yine kendimle başbaşayım. Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki saçma sapan bir kitabı bitirmiş bulunmaktayım. Benim kitaptan yorumladığım başlıkta da söylediğim gibi aslında kişilik bölünmesi ve şizofreniyi bir arada yaşayan bir martının ( Fight Club'taki
Kitabın orjinal adı “The Schopeanhauer Cure” olmasına rağmen dikkat çeksin diye Türkçesine “Bugünü Yaşama Arzusu” büyük puntolarla eklenmiş. Bence bu isim kitabın içeriği hakkında biraz alakasız bir önyargıya neden oluyor. Ben kitabı satın alırken; yaşam enerjisini yükseltmeyi vaadeden ufak ipuçları içeren bir kişisel gelişim kitabı gibi bir yargı
"Sevgili sen gerçekten bu dünyada mısın yoksa paralel evrenlerden birinde misin nasıl emin olunur biliyor musun?" diye sordu Alper. Kendisine bir fizik sorusu sorulduğu zannına kapıldı önce Sedef. Yanıtı bilmediğini kabul edince, "Hımm!" dedi, "Birlikteysek gerçek dünyadayızdır ayrıysak orası paralel evrendir..." Alper artık açıklamasının Sedef'i hayal kırıklığına uğratacağını düşünerek sessiz kaldı. Lakin Sedef sordu: "Bilemedim mi?" "Senin dediğin gibi bebek. Ama bir yolu daha var aklında olsun, hemen bir plakçıya filan girip bakacaksın. Eğer Bab Dilın albümleri aynı kapakla, aynı şarkılarla basılmışsa ama üzerinde Bab Dilın yerine Rabırt Zimırmın yazıyorsa paralel evrendesindir." "Poff!" dedi Sedef. "Ne?" dedi Alper gülerek. Sedef etkilense kendi fikri gibi satacağı sözlerini derhal sahibine iade etti: "Bir çizgi romanda böyleydi çok güzel fikir bence. Bab Dilın'ın gerçek adı o ama gerçek adı ancak sahte evrende yazılı..." "Susar mısın?" dedi Sedef soğuk ve alaycı bir sesle; küçük yeğeninin annesine söylemesiyle işittiği ve kahkahalarla Alper'e anlattığı ânı taklit ederek. Alper güldü. Sedef'in onu böyle terslemesine bayılıyordu. Teneke kutulara ekili sebzelere, çiçeklere ilerlediler. Evin kapısı ve pencereleri beyaz yağlıboya ile boyanmıştı. Bu görüntünün kararmış ahşapla tezadı Sedef'e Japon geleneksel tiyatrosundaki oyuncuları çağrıştırıyordu hep.
Sayfa 194 - Sözler: Sakla bizi Üsküdar, Marmara sahilleriKitabı okudu