Aforizma okumayı seviyorum. Yazan kişinin iç dünyasını çok daha net anlamanızı sağlıyor. Bu yazam bir de Kafka olunca anlaması daha bir keyifli oluyor.
Kafka'nın iç dünyasına, aforizmaları ile bir giriş yapıyoruz. Neler var neler yok inceleme şansı buluyoruz. Yer yer kendisini, yer yer ise toplumu suçlayan bir şeyler buluyoruz. Kimi zaman ise suçlama değil de bu sanki doğal bir süreçtir der gibi duruyor Kafka.
Fakat bizlere bir şeyleri anlatılmasından ziyade, kendisine de bir şeyler söyler gibi Kafka. Hani bir laf söyleriz içimizden ama kendimiz de yapsak keşke deriz ya işte bunun gibi geliyor bazen Kafka'nın deyişleri. Her ne kadar zamanını bilmesek de benzeri acıları, benzeri sıkıntıları yaşamış Kafka da.
Zamansız gelmiş aklına bazı sözler, bir anda gelmiş ya da demek istedikleri bilemiyoruz o da almış bunları karalamış bir yerlere. Sonra yıllar yıllar geçmiş üzerinden bizlere gelmiş. Bizler de bakmışız Kafka ne diyor diye. Çok şey demiş ama Kafka çok şey. Tıpkı bizim de bazen aklımıza gelip, diyemediklerimiz gibi. Benzer sıkıntıları yaşamış diye düşünmüşüz çoğu zaman. Ama biz onun kadar iyi anlatamamışız bir cümle ile. Kafka anlatabilmiş mi? Sanki çoğu zaman evet ama bazı zamanlar hayır gibi. Güzel bir kitap, okunmalı bir kitap. Kafkayı anlamaya çalışmak için güzel bir başlangıç diyebilirim.