Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hadis: Ümmetimin hayırlıları, onların cahilleri arasında belâ ve mücahede içinde bulunurlar. İzah: Malûmdur ki, her hangi bir cemiyet efradı arasında muhtelif tıynette, kabiliyette insanlar bulunur. Bunların düşünceleri, maksatları arasında büyük büyük farklar vardır. Bu cihetle aralarında vakit vakit dilsûz haileler zuhûra gelir, bihakkın fazilet ve kemal sahipleri ise bu haileler arasında acınacak bir halde yaşayıp dururlar. Bununla beraber yine o cemiyetin selâmet ve saâdetine hizmet etmeyi bir vecibe bilirler, ilim ve irfandan mahrum kimseler ise ilm ü fazilet erbabına karşı hasmâne bir vaziyet alırlar. Onların aleyhinde bulunmayı bir hüner sanırlar. Onların en güzel âmme hakkında en nâfi hareketlerini bile haset sâikasıyla geçemezler. Bu gibi kimseler biraz bilgi sahibi olsalar da ahlâk bakımından yine cahil sayılırlar ve bütün cahil olanlardan daha ziyâde tayibe lâyık bulunurlar. Bu gibi hallerine acınacak gafil, garezkâr kimselerin bu hallerini vaktiyle yazmış olduğum şu manzume biraz tasvir etmektedir.
304 syf.
7/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Eser son derece etkileyiciydi. Tabi betimlemeler ara sıra içerisinde kaybolacakmışsınız hissini uyandırıyor ve zaman zaman yorduğu da oluyor. Ancak zaten kitap en çok da bu betimlemeler ve iç monologlar üzerine kurulu. Yazar yasak aşkı fazlasıyla masumane biçimde ele almış.Öyle ki Suad ve Necib'in birbirine aşk itirafı bile bir eldiven
Eylül
EylülMehmet Rauf · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 201239,5bin okunma
Reklam
♡Kendi kuyularıma aklımın iplerini salarım. Kendime aklım ermez. Sen beni benden çok bilensin.. Yokluğa varlık sûretini giydiren sensin. Hiçliğe varlık boyasını çalan sen. Güzeli güzel kılan, ancak senin tasvirindir. Sen ki, yüzümü benim için tanıdık eylersin. Katında makbul olan güzellikle tasvir eyle süretimi..
64 syf.
6/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Uzun hikaye ya da Roman sanmayın
Öncelikle bu kitabı bir hikaye ya da kısa roman sanmayınız. Oscar Wilde’ın birbirinden eşsiz benim sevgilimin özlü söz olarak tasvir ettiği Aforizmalarıla dolu bir kitaptır. Üzerine düşünülmesi gereken ara ara dönüp okunması bakılması gereken güzel bir kitaptır. Özellikle başlıkta da belirtiyorum ki bana hediye gelen bu kitap öyle sanılmış ve alınmış. Yine de alın muhakkak okuyun.
Yalnız Sıkıcı İnsanlar Kahvaltıda Parıldar
Yalnız Sıkıcı İnsanlar Kahvaltıda ParıldarOscar Wilde · Can Yayınları · 20205bin okunma
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yaklaşık 2-3 sene önce
Kızların Suskunluğu
Kızların Suskunluğu
nu okuduktan sonra bu kitabı da okuma listeme eklemiştim. Çok gecikmişim okumak için. Yazarın dili harika. Ben normalde bu kadar çok betimleme ve tasvir olan kitapları çok okuyamam sıkılırım ama yazar o kadar güzel yapmış ki hayran kaldım ve asla sıkılmadım. Konusuna aslında dışarıdan bakılınca Troya Savaşı falan diyip hemen geçebilirsiniz (ki bende öyle yapıp iki sene beklettim sanırım) ama yazar konuyuda gayet başarılı bir şekilde işlemiş. Karakterlerin yaşadığı çoğu duyguyu bende onlarla hissettim. Özellikle Patroklos'un ölümünde Akhilleus'un hissettiği her şeyi birebir hissettim. Sanırım kitabı yanımda taşıyıp sürekli açıp açıp okuyacağım. Bu sene okuduğum en iyi kitap olabilir ve öyle kalacağını düşünüyorum.
Akhilleus’un Şarkısı
Akhilleus’un ŞarkısıMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202013,4bin okunma
43 syf.
7/10 puan verdi
Tanrı'ya Uzanan Eller ve Boşlukta Yankılanan Dualar
Anton Çehov'un Kara Keşiş'i, Manastırda yaşayan ve inanç krizi geçiren Sofron adında bir keşişin hikayesini anlatıyor. Sofron, ne yaparsa yapsın Tanrı'ya yakın hissedemiyor ve günah ve pişmanlık duyguları arasında gidip geliyor. Hikaye oldukça kasvetli ve Sofron'un kafasının içi de pek parlak değil. Ama bu durum kitabı sıkıcı yapmıyor, aksine insan ruhunun karanlık köşelerine derinlemesine bir bakış sunuyor. Çehov, Sofron'un çelişkilerini ve duygularını o kadar güzel tasvir ediyor ki, okurken sen de onunla birlikte inanç ve varoluş üzerine düşünmeye başlıyorsun. Eğer insan psikolojisi ve din felsefesi gibi konular ilgini çekiyorsa, Kara Keşiş'i kesinlikle okumalısın. Ama karanlık ve kasvetli ortamlardan hoşlanmıyorsan, bu kitaptan uzak durman en iyisi olabilir.
Kara Keşiş
Kara KeşişAnton Çehov · İş Bankası Kültür Yayınları · 20226,8bin okunma
Reklam
Karabük'te bulunan "kumbara"dan yaklaşık 1400 yıllık 10 sikke çıktı Karabük'te bulunan "kumbara"dan yaklaşık 1400 yıllık 10 sikke çıktı Sanat Haberleri | AA 02 Ocak 2024 Salı 13:15:00 - Güncelleme:02 Ocak 2024 Salı 13:15:00 Kaynak: AA Karabük'ün Eskipazar ilçesindeki Hadrianopolis Antik Kenti'nde sürdürülen
Antik YakınDoğu
Aristoteles'in Poetika'da öne sürdüğü ve yüzyıllar boyu evrensel olarak ka­bul görecek olan ilkeye göre çirkin şeyler güzel bir şekilde taklit edilebilir; ni­tekim en baştan beri Homeros, Thersites'in bedensel ve ahlaki çirkinliğini çok iyi tasvir ettiği için takdir edilir.
108 syf.
9/10 puan verdi
Modern Toplumun Tuzağı Oyunlarla Yaşayanlar'ın İsyanı
"Oyunlarla Yaşayanlar", Oğuz Atay'ın kafayı dağıtmak için oyun oynayan bir grup garip insanın hikayesini anlatan, acayip bir roman. Hepsi kendi dünyalarında kaybolmuş ve gerçeklerden kaçmak için oyunlara sığınmış zavallı tipler. Atay bu tipleri o kadar güzel tasvir ediyor ki, sanki sen de onlarla beraber yaşıyorsun. Romanın dili akıcı ve sürükleyici olsa da, bazı bölümlerde kafan biraz karışabilir. Atay sembollerle ve metaforlarla dolu bir dil kullanıyor ve sana her şeyi açık açık anlatmıyor. Bu da romana gizemli ve düşündürücü bir hava katıyor. "Oyunlarla Yaşayanlar" sadece eğlenceli bir roman değil, aynı zamanda insan psikolojisi ve toplum üzerine de kafa yoran bir eser. Atay, karakterlerin oyunları aracılığıyla insanın yalnızlık, kimlik arayışı ve ait olma ihtiyacı gibi temel duygularını ele alıyor. Ayrıca roman, modern toplumun bireyi nasıl yalnızlaştırdığı ve yabancılaştırdığına da değiniyor.
Oyunlarla Yaşayanlar
Oyunlarla YaşayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 20209,1bin okunma
647 syf.
8/10 puan verdi
Aşk, Hırs ve İhanet: Kırmızı ve Siyah'ın Üçgeni!
Stendhal'ın "Kırmızı ve Siyah"ı, tutku ve ihanetle dolu bir rollercoaster gibi. Julian Sorel adında hırslı bir gencin hikayesini anlatan bu roman, seni 19. yüzyıl Fransa'sına ışınlıyor. Julian, alçakgönüllü bir ailenin oğlu olsa da, zekasıyla yüksek sosyal statüye ulaşmak istiyor. Bu yolda kilise ve aristokrasi gibi devlerle savaşmak zorunda kalıyor. Stendhal, Julian'ı o kadar güzel tasvir ediyor ki, sanki onunla birlikte yaşıyorsun. Hem tutkulu hem de mantıklı, hem hırslı hem de idealist bu karmaşık karakter, romanı sürükleyici hale getiriyor. Roman sadece eğlenceli değil, aynı zamanda 19. yüzyıl Fransa'sının siyasi ve sosyal atmosferini de yansıtıyor. Stendhal kiliseyi ve aristokrasiyi eleştiriyor ve yoksulların sesini duyurmaya çalışıyor. Bu yönüyle "Kırmızı ve Siyah", sadece bir roman değil, adeta bir siyasi manifesto gibi de okunabilir. Stendhal'ın akıcı ve sürükleyici dili sayesinde sayfalar akıp gidiyor. Her sayfası heyecan ve merak uyandırıyor. Romanın sonu ise oldukça trajik ve etkileyici. "Kırmızı ve Siyah" herkese hitap ediyor. Tutku, ihanet ve sosyal sınıf mücadelesi gibi temalara ilgi duyanlar için bu roman bir başyapıt. Stendhal'ın güçlü kaleminden çıkan bu eser, seni derinden etkileyecek ve zihninde iz bırakacak. Eğer * Tutkulu bir aşk hikayesi arıyorsan, * 19. yüzyıl Fransa'sının karmaşık dünyasını keşfetmek istiyorsan, * Unutulmaz karakterler ve sürükleyici bir dil arayışındaysan, "Kırmızı ve Siyah"ı okumalısın. Bu roman sana unutulmaz bir okuma deneyimi yaşatacak.
Kırmızı ve Siyah
Kırmızı ve SiyahStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20229,9bin okunma
Reklam
143 syf.
10/10 puan verdi
Sistemin Baskısı ve Dayanışmanın Gücü Serbes'ten Bir Mesaj
Serbes'in "Erken Kaybedenler"i, liseden yetişkinliğe uzanan bir grup gencin hüzünlü ve umutsuz hikayesini anlatan etkileyici bir roman. Bu gençler, modern yaşamın karmaşası ve umutsuzluğu içinde boğulurken, hayallerine de veda ediyorlar. Serbes, karakterleri o kadar güzel tasvir ediyor ki, sanki bu hüzünlü ruhlarla sen de yaşıyorsun. Roman boyunca sevgi, başarı ve mutluluk için çabalayan bu gençlerin umutlarının sönüşünü izliyoruz. Aynı zamanda toplumun ve sistemin dayattığı baskılarla da mücadele ediyorlar. "Erken Kaybedenler" sadece bir roman değil, aynı zamanda modern hayata bir eleştiri de diyebiliriz. Serbes, bireyin nasıl tüketildiğini ve umutsuzluğa sürüklendiğini açıkça gösteriyor. Bu roman okuru kendi hayatını sorgulamaya ve hayallerinden asla vazgeçmemeye teşvik ediyor. Serbes'in akıcı ve samimi dili sayesinde romanı okurken sanki karakterlerle beraber yaşıyorsun. Her sayfası hüzün ve umutsuzluk dolu olsa da, aynı zamanda umut ve dayanışma mesajları da içeriyor. "Erken Kaybedenler", her yaştan ve her kesimden insana hitap eden bir eser. Özellikle modern yaşamın karmaşası içinde bunalmış ve umutlarını kaybetmiş kişiler için bu roman bir umut ışığı olabilir. Serbes'in güçlü kaleminden çıkan bu eser, okuru derinden etkileyecek ve zihninde iz bırakacak. Eğer * Hayal kırıklığına uğramış ve umutsuz hissediyorsan, * Modern yaşamın karmaşası içinde kaybolduğunu düşünüyorsan, * Sevgiye, başarıya ve mutluluğa dair özlemleriniz varsa, "Erken Kaybedenler"i okumalısın. Bu roman sana ilham verecek ve hayallerinden asla vazgeçmemeye teşvik edecek.
Erken Kaybedenler
Erken KaybedenlerEmrah Serbes · İletişim Yayıncılık · 20219,9bin okunma
64 syf.
8/10 puan verdi
Adine'nin Özgürlük Tutkusu Kalıpları Kırmak ve Kendini Bulmak
Lou Andreas-Salomé'nin "Arayışlar"ı, 19. yüzyılda toplumun dayattığı kalıplara sığmayan Adine adında bir kadının özgürlük ve kimlik arayışını anlatan sürükleyici bir roman. Adine, sevdiği erkeklere bağımlı olma isteği ile özgürlük özlemi arasında gidip gelirken, kendi kimliğini ve yerini sorguluyor. Bu arayış onu geleneksel kadınlık rollerini reddetmeye ve kendi benliğini keşfetmeye itiyor. Salomé, Adine'nin iç dünyasını ve duygularını o kadar güzel tasvir ediyor ki, sanki onunla birlikte bu yolculuğa çıkıyoruz. Roman boyunca Adine'nin cesaretine ve özgürlük tutkusuna hayran kalmamak elde değil. aynı zamanda o dönemdeki kadınların yaşadığı zorlukları ve kısıtlamaları da anlatan "Arayışlar", günümüzde de geçerliliğini koruyan evrensel temalara değiniyor. Aşk, özgürlük, kimlik arayışı ve kendini keşfetme gibi temalar her okuru etkileyecek ve düşündürecek güce sahip.
Arayışlar
ArayışlarLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20218,3bin okunma
794 syf.
9/10 puan verdi
Kılıç Ali, Atatürk’ün yanından ayırmadığı ve en güvendiği birkaç can arkadaşından biri… Kurtuluş savaşında başlayan arkadaşlıkları Atatürk’ün 10 Kasım sabahı ölümüne kadar aralıksız devam etmiş. Kitapta gerçek olaylar anlatılırken o günlerin atmosferi ve ruh hali de gayet güzel tasvir edilmiş… Ülkenin kurtuluşu, kuruluşu ve devrimleri için canını dişine takan bu kahraman insanların anılarını okumak ve biraz olsun o günlerin havasını yaşamak isteyenler için bulunmaz güzellikte bir kitap… Atatürk’ün en yakınındaki insanın anılarını okumak ister istemez o günler hakkında bilmediğiniz ya da daha önce duymadığınız birçok yeni bilgiyi de öğrenmenizi sağlıyor. Her Türk vatandaşının okuması gereken bu şahane kitabı şiddetle tavsiye ediyorum. İyi okumalar :)
Atatürk'ün Sırdaşı Kılıç Ali'nin Anıları
Atatürk'ün Sırdaşı Kılıç Ali'nin AnılarıHulusi Turgut · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2018269 okunma
318 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitap her ne kadar roman olsada sonuçta Tarihi Roman ve aynı zamanda Hayyamın rubaiyyat tefsiri. Tarihi romanlar, gerçek olan, olay veya şahsiyetlerin hikayeleştirilmesi, araya biraz hayal gücü katarak, okuyuca daha okunur bir hale getirerek tarihi sunmak. Ki şöyle kitapla ilgili yazılan bir iki incelemeye baktığımda yukarda bahsettiğim; yanlış bir sürü bilginin, bir çok okuyucu tarafından doğru olarak kabul gördüğünü gözlemledim. Yani bu kitabı okuyan çoğu okurumuz Amin Maalouf, nasıl tasvir ettiyse o şekilde biliyor; Selçuklu tarihini, Alparslan’ı, Melikşah’ı …Hayyamı Nizmülmülk ve Hasan sabbahı Siz farkında olmasanızda bu kitabı okuduğunuzda, şayet bilmiyorsanız Selçuklular’ı, Alparslan’ı, Melikşah’ı ; Amin Maalouf’un tarif ettiği haliye tanıyacaksınız. Bu da bazılarına önemsiz gelebilir; anlıyorum, fakat unutmayın ki gerçekler her zaman önemlidir. Ama bu romanı okuyup, yazılan her şeye inanan okuyucu bir sürü yalana inanmaz mı? Evet güzel sürükleyici ama bilmeyeni yarlardan aşağı uçurucu buldum… Fransada yaşayan bir arap/Lübnanlının İran ve Türklere bakabilecegi göz başka şeyler görse şaşardım… Haaa… Kitaptaki güzel cümleleri görüp hakkını verdiğimi de bilmenizi isterim… Unutmadan… Kitap Ömer Hayyamın Rubaiyatının bir çevirisi niteligini de hakediyor!
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,4bin okunma
Tesniye 6.10-12'den alıntı olan aşağıdaki ayet, Musa'nın 'Vaat Edilen Topraklar'a giderken yolda halkına verdiği vaazdan bir bölümdür: 'Tanrınız Rab atalarınız İbrahim'e, İshak'a, Yakup'a verdiği söz uyarınca, sizi vereceği ülkeye -sizin inşa etmediğiniz büyük ve güzel kentleri, sizin biriktirmediğiniz lüks eşyalarla dolu evleri, siz kazma vurmadan oyulmuş sarnıçları, sizin dikmediğiniz bağları ve zeytin koruları olan ülkeye- götürecektir. Orada yiyip doyacaksınız. O zaman, sizi Mısır' dan, o kölelik yurdundan çıkaran Rabbi unutmaktan sakının.' Yukarıdaki pasajda Musa'nın tasvir ettiği Yahudi Tanrısı, insanları yağmaya, soyguna ve hırsızlığa yönlendiren kötü bir ilahtır. Ancak, bu Tanrının bu olumsuz imajının üstesinden gelmenin pek çok yöntemi vardır. Edebi düzeyde, biri çıkıp verilen ayetlerin, iyi niyetli ve temel evrensel düşünceler sunan uzun bir metinden cımbızla seçilmiş üç adet satırdan ibaret olduğunu iddia edebilir. Metnin bağlamsal düzeyinde, aslında, Seçilmiş Halk'a hitap edenin; Tanrı olmadığı, gerçek ilahi mesajı iletmede başarısız olan Musa'nın kendisi olduğu iddia edilebilir, başka bir deyişle Musa onu yanlış anlamış veya hatta uydurmuş denebilir. Yahudi Tanrısını ve Yahudiliği çağdaş İsrailli yağmanın arkasındaki logos olmaktan kurtaracak daha pek çok yöntem vardır, fakat İsraillileri yağmacılar ve hırsızlar olarak sunulmaktan kurtarmak hiç de kolay değildir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.