Kitap daha önce “Şam Kitabı” ismiyle daha kısıtlı bilgilerle basılmış, talep hâlâ fazla ve yeni bilgiler de hayli birikmiş olunca genişletilmiş bir baskı ihtiyacı hasıl olmuş. Zaten savaştan önce Suriye için Türkçe bir kaynak bulma imkanımız da çok sınırlı. Eser siyasi bir eserden çok geziyle karışık genel bir bakış gibi. Yazarın kendi tecrübeleri ve anlamaya çalışan bakışları ciddi bir birikim haline gelmiş. Kitabı okudukça yazarın bakış açısına, konuları ele alış biçimine, bilgi birikimine çok saygı duydum. İran’ın bu denli etkisi, nusayriliğin şiiliğe girişi, alim sayılabilecek birikime sahip insanların baas rejimi yandaşı olmaları, rejimin politikalarının günlük yaşama nasıl yansıdığını okumak, şaşırtıcı bir deneyimdi. Bir zamanlar bizim gibi, canlı kanlı mahalleleri olan güzel ülkeden geriye yıkılmış minarelerin ve mültecilerin kalması, üzücüden de öte, yıkıcı. O zamanlar başlarına bunların gelebileceğine sanıyorum kimse inanmıyordur. Böyle bir coğrafyada yaşamak, bizleri de şüpheyle yaşamaya itiyor.