Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

GİZEM SEZER

Zielinski, medya için daha paleontolojik bir zamanı teşvik eder: "İlahi bir planı izlemeyen bir gelişim zamanı"
Sayfa 24
Reklam
Döngüsel olarak düşünmek, yeninin hegemonyasını eleştirmeye yönelik medya arkeolojisi stratejilerinden biri olmuştur.
Sayfa 25
Döngüsel olarak düşünmek, yeninin hegemonyasını eleştirmeye yönelik medya arkeolojisi stratejilerinden biri olmuştur. Zielinski, zorunlu yeniliği, bugünkü kapitalist durumumuzun psychopathia medialis'i dediği şeye bağlar. Getirdiği çözüm, varyantoloji kavramı yoluyla sanatların ve medya ortamlarının heterojenliğini teşvik etmektir. Zielinski'nin, medyanın derin zamanının (genel olarak duyma, görme ve duyum biçimleri) araştırılması olarak medya arkeolojisini geliştirmesi, zamanı ve tarihi, ilerleme ve daha iyiye gitme yönünde işleyen düz çizgiler olarak görmemizi gerektiren hegemonyacı doğrusallıktan ayrılan alternatif bir zamansallık geliştirmenin başka bir yoludur. Bu gibi doğrusal bakış açılarına göre, geçmiş, sadece kayıp şimdidir. Zielinski ise, medya için daha paleontolojik bir zamanı teşvik eder: "İlahi bir planı izlemeyen bir gelişim zamanı. Ayrıca, "medya tarihinin, ilkelden karmaşık aygıta doğru öngörülebilir ve zorunlu ilerlemenin ürünü olmadığı'nda ısrar eder.
Sayfa 24

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Rusya-Japonya savaşı ve Rusya'daki ilk devrimin çökmesi bütün halkın umudunu ve güvenini kaybetmesine neden olarak Saninizm olarak bilinen büyük cinsellik hareketine yol açmıştı. Tüm yetişkinler ve ergenler bu akıma kapılmıştı. Benzer cinsel akımlar devrim döneminde de görülmektedir. Savaş zamanlarında hayatın değersizleşmesi nedeniyle cinsel şehvetin güçlendiğini gözlemleriz. Polisin cinselliğin bu şekilde kullanımının kişiye psikolojik bir rahatlama sağladığını bilmesi de son derece ilginç bir durumdur. En azından Avrupa'da ne zaman bir suç işlense polis genelde hayat kadınlarının evini arar. Katil veya daha farklı suç işlemiş olan kişi genellikle bu tür yerlerde bulunur. Oradadır çünkü suç işlerken son derece gerilir ve rahatlamak ister. Kendisine gücü konusunda ikna etmek, kayıp bir ruh olmadığını güçlü olduğunu tekrar duyumsamak istemiştir.
Sayfa 156
Şu zamanda söze getirilemeyen ne varsa susmak gerekebilir... Ağaçların, dağların, bulutların susması gibi! İnsan da artık susmalıdır... O zamanın içindeyiz belki de! Dışımızda susmak ve içimizden söze başlamak... Muhakkak ki duyanlar oluyordur! Biz içimizden konuşup yazarsak... Şu an yaptığımız gibi! Dışımızdan bizi yeterince duyan okuyan yok ama içimizden 'oku'yabilenler vardır elhamdülillah... Onlar yeter bize! İçi olmayanın dışı da yoktur nasıl olsa! İşte biz de! İçimizden 'bir' birlik kuralım önce diyoruz... Sonra da hep birlikte dışarıya çıkarız! 40 secde kardeşi olmamıza ihtiyaç var şu 'karanlıkdijitalçağ'da! Bakın o zaman gelmiştir belki de! Tüm bu karanlıkların içinden...
Sayfa 20
Reklam
Ey gönlüm! Ne çok yıprattık seni bu dünya işleriyle! Sen huzur, sükûnet ve aşk isterken yalnızca! Bizler seni dünya işleriyle yorduk... İyiliği emredip, kötülükten sakındırabilmek için insanları! Çünkü Ruh İyiliği olmadan 'bir' kurtuluş gerçekleşemiyor... Kötülüğü ise bilmeden, toplumsal 'bir' iyilik yapılamıyor... İnsanlar 'bir' araya gelemiyorlar! Şu zaman! 'karanlıkdijitalçağ'dır... Ve tüm bu karanlıklara karşı 'birlik' zamanıdır... 'Ruh Birliği'! Duyun artık kalbinizin içinden seslenişimizi! İnanın ki fazla zamanımız kalmadı!
Sayfa 20
Bugün! Hayatın zorlukları içinde kalmış çırpınıyor herkes sadece önlerine bakıyorlar... DijitalMedyaPutu ne söylüyorsa onun söylediklerini doğru kabul ediyorlar! Gerçekliği olmayan sanal bir yaşantının içinde kaybolmuşlar... Ya gerçek hayat!
Sayfa 18
Yazmalıydık! Bunca karanlığa girip çıkabilmeyi göze almalıydık... Yoksa nasıl bilecektiniz ki! Üzerimize gelen karanlığın asıl sebeplerini! Ve nasıl kurtulabileceğimizi! Sizleri uyandırabilmek için göze aldık... Onca gürültü ve karanlığa dayanabildik!
Sayfa 17
Reklam
Dijital teknoloji ruha aykırıdır... Dijital teknoloji yeryüzünün tabiatına da aykırıdır...
Sayfa 14
Hepimiz 'bir' seyyah sayılırız bu dünyadan geçip gidecek olan... Bu yüzden 'bir' sırdık ya biz!
Sayfa 12
Nefsin sükûna ermesinden de daha öncesi; kalbin sükûnu- dur! Kalbin sükûna ermezse, nefsin sükûnu gerçekleşmez! İnsan bu dünya hayatında her an, yaratılışın o ilk ânına dönemezse yoldan çıkar... O ilk an hiç unutulmamalıdır! O ilk ânın içindedir işte tüm sırlar!
Sayfa 11
Susmak!.. Hakikatle gönülden 'bir' bağ kurmaktır... Su- sunca duyabilir insan kendi tabiatının sesini! Aslında insanın tabiatı içeride ve dışarıda 'bir'dir...
Sayfa 10
525 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.