Hep derler iyi konuşmak için kitap okumak lazım diye. Ancak bunu söyleyenin hiçbir boktan haberi yoktur. İyi konuşmak için geveze olmanız yeterlidir (kadınlar gibi). Boş bir insan kendini çok iyi ifade edebilir çünkü çok konuşuyordur ve kelimeler aklına teker teker sıralanır. Fakat düşünüp öyle konuşmaya alışmış bir kaliteli insan kendini hiç de iyi ifade edemez. Hatta onu insanlar DAHA KONUŞMAYI BİLE BİLMİYOR diye bile yaftalayabilirler (kendi zihinlerinden) Ancak konuşanlar hiçbir şey bilmezler. Bir şeyler bilenler konuşmayanlardır...
"Sana geldim, kuşatmış bir yangının kızıllığında,
doğan her sabahın sıcağından seni alıp, bir serinlik iliştirmeye saçlarına.
Sana geldim,
Bir sürü hasretim sana.
Kimsenin haberi yok her gün sana geldiğimden
Her gün bir ömür bıraktığımdan kıyılarına
Kimselerin fark edemeyeceği bir kayboluş biçimidir bu.
Bir denize koşar gibi koşuyorum sana"
AYKUT ÖZCAN
"Güneşi hissediyorsunuz"
Devrimciler değil motivasyon antrenörleri sahneye çıkar ve hoşnutsuzluk, hatta öfke gibi duyguların belirmesine engel olurlar:
"Aşırı toplumsal çelişkilerin mevcut olduğu 1920'lerde mali krizin arifesinde zenginlerin aşırılıklarını ve fakirlerin sefilliğini vurgulayan pek çok işçi temsilcisi ve radikal aktivist mevcuttu. Buna karşılık 21. yüzyılda bambaşka türde ve çok sayıdaki ideolog sürüsü bunun tam karşıtını yayıyor: eşitlikten son derece uzak olan toplumumuzda her şeyin iyi olduğunu ve çaba gösteren herkesin çok daha iyi bir konuma geleceğini. Motivasyon hocaları ve olumlu düşünmenin diğer temsilcilerinin sürekli çalkalanan iş piyasası yüzünden mali yıkımın eşiğinde bulunan insanlara iyi bir haberi var: en ürkütücü 'değişimler'i bile kucaklayın ve bunları fırsat olarak görün."
Palyatif Toplum
14. Gün
Sevgili günlük,
Şu ara herkesten kaçasım var, ve en çok da yatıya misafir gelir gibi bir korkum var.
Evimiz neden otel gibi olmaya başladı ki bu yıl...
Misafir dediğin yakın mesafeden gelir çayını çorbasını içer sonra biz sağ o selâmet yolcu edilmeliydi.
Dün okuldan geldiğimde çok yorgundum hem zihnen hem bedenen, kapıda 20 gün önce ayağını kırdığı için evde kalmak zorunda kalan abimle karşılaştım, ve misafir var dedi, bir an durdum öracıkta oturup ağlayasım geldi yemin ediyorum,
"Kim?" dedim hemen ama kafamın bir ucunda İran'da yaşayan akrabalardan birileridir fikri geçiyor abim cevap verdi aslında onlar değilmiş ve yatıya da kalmıyorlarmış ama kafamda o kadar yer etti ki bu İran'dan yatıya misafir gelicek düşüncesi o gün içerisinde her açılan telefonu sanki o haberi veren insanlar olarak algıladım.
Evet nihayet 2 gün gecti bu konuşmalardan sonra ama o iki gün boyunca hep bir yatıya misafirimiz varmış yorgunluğu yaşadım .
Bunu niye anlattım hiç bilmiyorum inan ki ama bak halen çıkmıyor kafamdan o düşünce demek ki😂
İran'daki akrabalara sesleniyorum nolur rahat bırakın bizi😂 geliyorsanız da 1 ay kalmadan gidin nolur😂 evde yabancı veya köle gibi hissediyorum o zamanlarda.
Evet yeterince saçmaladım bence, iyi geceler güzel günlüğüm,
Bu arada bursluluk sınavını kazanan canım Çınar'ıma da burdan sevgiler , şapşal şey ya 😻😘
Oğlum ben en soldan yürüyorum, yolum Yeni Akitle nasıl buluşur?
Oğlum farkında olmadan siyasal islamcılara hizmet etmişim ya lan ben. Dil ve Edebiyat diye çok saygın bir dergi vardı, o dergiye yazan arkadaşlarımdan biri dedi ki, "Furkan gel sen de yaz moruk, çok politik mesajlar verme, şiirin de beğenilirse yayımlanır" dedi, 'moruk, çizgisi ne bu derginin?' diye sordum, "ortadan yürüyorlar bro" dedi, 'okey moruk' dedim, yazdım, beğendiler şiirimi yayımladılar. Biraz zaman geçti. Ulan bir bakayım bu dergi internete düşmüş mü, benim yazının haberi çıkmış mı diye, çıkmış ama Yeni Akit yazmış, vay belasını, ulan sanatımla bu kadar utanacağımı hiç düşünmemiştim!
Kandaules ne gavat çıktı arkadaş.Eşinin güzelliğini kanıtlamak için Gyges'e eşini çıplak görmesini teklif etti.O zaman ahir zamancılar yokmuş haa.Kadının haberi yok bu arada.