Habibe Tuncel

Gök bilimci
Tapınağın gölgesinde ben ve dostum, bir başına oturan kör bir adam gördük. Dostum, İşte karşında diyarımızın en bilge adamı."dedi. Dostumun yanından ayrıldım, kör adama yaşlalıp onu selamladım. Sohbet ettik. Bir süre sonra dedim ki, sorumu bağışlayın, ama ne zamandan beri körsünüz? '' Doğduğumdan beri, " dedi adam. "Hangi bilgelik yolunu takip edersiniz? diye sordum. " Gök bilimciyim, dedi. Sonra "Tüm bu güneşleri, ayları ve yıldızları izlerim. dedi, elini göğsünün üstüne koydu.
Reklam
Ciğerimin acısı, tek bir gözyaşı halinde yanağımdan aşağa doğru süzülerek babamın parmağının üzerine damladı. -Ağlama yavrum, insan yaşadığı hayata uygun bir şekilde ölür ve ölümüne yakışan bir şekilde uğurlanır. Ben huzur içinde öleceğim.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Hayattan uzaklaştığımız ölçüde hakikate yaklaşırız," diyordu sokrat ölüme hazırlanırken." Biz hakikate âşık olanlar hayatta ne için çabalarız? Kendimizi bedenden ve onun yol açtığı bütün kötülüklerden korumak için! O halde ölüm bize geldiğinde nasıl mutlu olmayalım? Bilge kişi hayatı boyunca ölümü arar durur. Bu yünden de ölüm ona korkunç gelmez..
İnsan-ı mü'mine nur-u iman ile gösterir ki: Mevt, i'dam değil; tebdil-i mekândır. Kabir ise, zulümatlı bir kuyu ağzı değil; nuraniyetli âlemlerin kapısıdır. Dünya ise, bütün şaşaasıyla âhirete nisbeten bir zindan hükmündedir.
Reklam
Reklam
Reklam