".. sevenlerim diye tabir ettiğim kitle pek kalabalık sayılmazdı. Ama mevzubahis suçluluksa, sevene hacet yok, sevmeyenler de yeter. Öyle lodosçu, fırsatçı, öyle sinsi bir asalaktır ki o, yaptığınız ve yapmadığınız sahip olduğunuz ve olmadığınız her şeyi davetiye beller. Kapıyı kapasanız pencereden, pencereyi çivileseniz bacadan girer ve ayak bastığı yeri talan eder. Bana da öyle yaptı. Suçluluk illeti, işlediğim suçlardan çok daha fazla zorlaştırdı hayatımı.
Suç saklansa da, suçluluk kalır. Yastığın üzerinde uykusuzluk lekesi, kalpte kimliği meçhul ağrı, kursakta bekleyen taş gibi kalır."
arza hacet yok,
hâlim sana ayândır.
dile gerek yok,
sessizliğim sana beyandır.
söze lüzum yok,
susuşum sana kelâmdır.
kelâma ihtiyaç yok,
aşk sana figândır.