Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Herkesin yazgısı belirlenip alnına yazılmışken niye durduk yerde eceline yardım etsin?
Herkesin yazgısıyla oynanır mı? Herkesin nasibi neyse, onu verirler. Almazsan da, zorla verirler. Dünyanın düzeni bu; biri açlıktan ölür, biri tokluktan çatlar.
Reklam
Takma kafana Kadir Ağa, insanoğlu bu; hacı da olsa hoca da olsa, mayası değişmez.
96 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Spoiler içerebilir.
Nereden başlasam bilemiyorum esasen, 95 sayfa olan incecik bu kitabı bitirmem birkaç ay aldı, eski okumaların yerini reels izlemeler aldı maalesef. İlkokuldan beri düşünce paylaşımlarıma ket vurulduğunu ne cesaretimin kırıldığını belki de daha yeni yeni anlıyorum, bu yüzden dikkat çekmeden, kendi çapımda yorumlarda bulunuyorum. Fakat bu kitap
Hacı Aga
Hacı AgaSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 20202,188 okunma
Sanırım toplumumuz geriliyor. Bilhassa manevi ve ahlaki bakımdan acil önlemler alınmazsa, yok olma uçurumuna doğru gideceğiz. s.67 Devletin kendisi hırsız; milleti çarpıyor. Nankörlüğü de cabası. Bir avuç aç, aciz yoksula millet demişler! Ordumuz ordu, maliyemiz maliye mi sanki? Maarifimiz, adliyemiz adam gibi mi? s.71 Bu millet, ensesinde boza pişirip tepesine binecek bir diktatör bekliyor hep. Kaç defa sokak kenarlarına ağaç dikip söktük; kaç defa Batılıları taklit ettik ama olmadı. s.71 Yöneticilerimizin hepsi hırsız, üçkağıtçı, rüşvetçi. s.72 Memleketin başı çalıp çırptı mı, milletvekili, bakan, emniyet müdürü, daire müdürü de çalıyor. Böyle olunca bakkal Meşedi Hasan'dan ne bekleyecektik ki! s.73 Bütün güç ve para hakim sınıfın elinde. Halktan körü körüne itaat beklerler ki başları ağrımadan yediklerini hazmetsinler. s.73-74 Amele günde on saat ölesiye çalışıp akşam bir somun ekmeğe muhtaçken, halı depom tavana kadar dolu olursa, onun ilahi takdirin böyle gerektirdiğine inanması lazımdır. Demek ki insanların bize itaat etmeleri için aç, muhtaç, cahil ve batıl inançlı kalması lazım. Falan attarın çocuğu okursa, yarın benim cümlelerime itiraz eder, bizim anlamadığımız laflar ederler. Toplum bizim sağmal ineğimiz ve dünya bizim muradımızca dönüyor. Bırakın böyle devam etsin. s.85
105 syf.
·
Puan vermedi
Sadegh Hedayat, Rıza Şah'ın saltanatının sonu ve Muhammed Rıza Şah'ın saltanatının başlangıcına ilişkin tarihi-siyasi olaylara, bunlara kıyasla kısa bir zaman farkıyla dayanarak, "Hacı-Ağa" (1324) romanını yazmıştır. Siyasal açıdan bakıldığında bu roman, monarşi, milliyetçilik, faşizm, modernizm, batıcılık, laiklik, gelenekçilik, dindarlık gibi tüm siyasal söylemlerin yer aldığı meta-söylemsel, söylemsel olmayan veya ideolojik olmayan bir çalışma olarak görülebilir. solculuk (Marksizm ve komünizm), liberalizm, Demokrasi ve anayasacılık vb. yazar tarafından eleştirilmiştir. Siyasi ideolojiler, takipçilerinin ve propagandacılarının çıkarlarını güvence altına almak için kullanılır. Hidayet, Meşrutiyet döneminden Rıza Şah ve Muhammed Rıza Şah'ın iktidara gelmesine kadar birçok tarihi ve siyasi dönüşüm yaşamış ve siyasetçilerin, yöneticilerin ve vurguncuların çeşitliliğini görmüştür. Bu olayları öfkeli mizahla harmanlayarak politik bir roman yaratmıştır.Bu hikaye İkinci Dünya Savaşı sırasında geçiyor ve Tahran'ın çarşılarından Hacı Ağa isimli bir kişinin etrafında dönüyor. Hikâyenin anlatılma şekli üçüncü şahıs bakış açısıdır. Hidayet özelliklerinden biri olan karamsar bakış açısına sahip bu hikâye, cahilleri ve o dönemde toplumun belirli tabakalarının davranışlarını konu alır.
Hacı Aga
Hacı AgaSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 20172,188 okunma
Reklam
Demek ki insanların bize itaat etmeleri için aç, muhtaç, cahil ve batıl inançlı kalması lazım."
Saraya geldiğinde 14 yaşında olan Ayşe, Abdülhamid tarafından fark edilecek ve nikâhla kadınları arasına katılacaktı. 12.1.1886 günü kıyılan nikâhın şahitleri Hacı Mahmud Efendi, Kâğıthane İmamı Ali Efendi ve Baş Müsahip Şerafeddin Ağa olmuştu. Abdülhamid nikâh hediyesi olarak kıymetli bir Mushaf-ı Şerif hediye ederken Ayşe’nin ismini de değiştiriyordu. Ayşe Osmanoğlu, annesinin isim değişimi ile ilgili bilgilere anılarında yer verir
248 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Türkiye simülasyonu
Ne kitaptı be. Bu benim ilk Soner Yalçın kitabımdı. Bitirdikten sonra kitabı anneme anlattım. Annem "Bu Soner Yalçın kimdi ya?" dedi, "ilginç bi adam" dedim. "Gazeteci değil miydi?" diye sordu, "Yok, gazeteci Fatih Altaylı'ya denir. Bu ilginç bi adam" dedim. Kitap JİTEM, Ersever ve faili meçhuller konularını detaylı işliyor. Yazar, Ersever ile bizzat görüşmeler yapmış. Benim kitaptan çıkardığım şu: Bu ülkede kimin eli kimin cebinde, kim kimin hakkında ne düşünüyor belli değil. Ben en son Ersever, Ecevit'e "Irak ajanı" diyince koptum aga. Neler dönmüş hacı abi hiç haberimiz yok ve muhtemelen asla olmayacak.
Binbaşı Ersever'in İtirafları
Binbaşı Ersever'in İtiraflarıSoner Yalçın · Kırmızı Kedi Yayınları · 20211,866 okunma
— Kim bu? — Yeni kapıcı. Hacı Ağa yerlere kadar eğilip gülümsedi: — Huzurunuzdaki en küçük kulunuz, Hacı Ebû Turâb. Halime sinirlenerek meleğe: — Kovun şu pezevenk herifi!
Reklam
Biliyor musunuz, bizim daha çok dilenciye ihtiyacımız var; dilencinin de bize. Sadaka vermeli, yardım toplamalı, üzüntü duymalıyız ki hem gösteriş yapmış oluruz, hem vicdanımız rahatlar.
Hata etmeyin. Namazı, orucu nasıl doğru eda edeceklerini anlatmanızı istemiyoruz. Aksine, din adına eski töreleri yaygınlaştırmanızı istiyoruz. Bizim, göğüslerine zincir vuran, bıçakla dilim dilim dilimleyen, çabuk inanır, mutaassıp insanlara ihtiyacımız var, dindar Müslümanlara değil. Öyle bir şey yapmalı ki çiftçisi, köylüsü kendisini bana, sana muhtaç görmeli, minnet borcu olmalı. Maksadımıza ulaşabilmek için onlar hasta, cahil, kör ve sağır kalmalı; kendi hakkını bizden dilenmeli.
Toplum sağlıklı olmak istiyormuş; bana ne, size ne! Toplum bizim sağmal ineğimiz ve dünya bizim muradımızca dönüyor. Bırakın böyle devam etsin. Bu topraklarda her zaman hırsızlar, kaçakçılar her şeye burnunu sokmuştur. Çünkü yetkili dış makamlar böyle olmasını uygun görmüşler. Siz bu memleketteki eşraf tabakasını, ileri gelenleri tanımazsınız. Hepsi geri zekâlıdır. Herekçi Meşhedî Hasan'ın bile kafası onlardan daha iyi çalışır. Ama çıkarlarımız için bunların iş başında olmaları gerekiyor.
Eskiler bunların hepsini bilirdi. Demek ki insanların bize itaat etmeleri için aç, muhtaç, cahil ve batıl inançlı kalması lazım. Falan attarın çocuğu okursa, yarın benim cümlelerime itiraz eder, bizim anlamadığımız laflar eder. İşte o zaman elveda Hacı Aga ve Huccetuşşerîa!
Daha açık söyleyim; insanları öteki dünyanın cezalarıyla korkutmazsak, hayatın zorluklarına katlanmaları için yüreklendirmezsek, bu dünyada süngü, yumruk, tepelemekle yıldırmazsak, yarın başımız belada demektir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.