Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tanrı Teâlâ Resul'e hitabetti "Ey Ahmet, gökten inen dört kitabın tamamını topladım, Fatiha'nın içine koydum. Fatiha'da ne varsa hepsini Bismillahir-rahmâni'r-rahîm'in içine koydum. Senin ümmetinden kim bir kez iman ile doğru olarak -Bismil- lâhi'r-rahmâni'r-rahîm- derse; Tevrat'ı, İncil'i, Zebur'u, Kur'ân'ı okumuşçasına ve bunlarla ibadet etmişçesine sevap vereyim. Bu ne güzel kerem, bu ne güzel lütuf ki birkaç damla murdar sudan meydana gelmiş insana bu kadar fazla ihsanda bulunuyorum. Benim gibi bir padişahın dergâhı dururken, göz göre göre rast gele bir âcizin dergâhına giden (kulun) toprak başına olsun. Kitabımın dergâhını, rahmetimle, şefkatimle, iyiliklerle bezedim. Elbette ki hediyem dergâhıma lâyık olacaktır"
Tanrı Teâlâ, "Ey Muhammed benim ism-i azâmım Allah'tır. Allah'tan başka ne kadar adım varsa hepsi sıfattır. Nitekim müminler içinde Hâlık denilince yaratıcılığım bilinir. Rahmân denilince merhametimin çokluğu ortaya çıkar. Rahîm denilince müminler için şefkatimin çokluğu bilinir. Allâh denilince Tanrılığım bilinir. Rahmân desinler ümmetini cehennemden kurtarayım. Rahîm desinler cenneti onlara makam olarak vereyim. Allâh desinler perdeyi kaldırayım, onlara yüzümü göstereyim," der.
Reklam
Allâhu Teâlâ Miraç Gecesi Muhammed Mustafa'ya "Eğer her işte yardımımın seninle olmasını istiyorsan keremimi, lütfumu ve ism-i azâmımı bildiren adım her an dilinde olsun," diye hitap etti. Resul, “İlâhi ism-i azâmın hangisidir? Lütfunu bildiren adın hangisidir? Hiçbir zaman onlardan ayrılmamam için onları bana bildir," dedi. Tanrı Teʻâlâ "Ey Muhammed, ism-i azamım Allâh'tır. Keremimi bildiren adım Rahmân'dır. Lütfumu bildiren adım Rahîm'dir. Eğer her durumda "Bismi'llâhi'r-rahmânir-rahîm" dersen ben keremim ve lütfum ile senin bekçin olayım," dedi.
Besmelenin yazımına özen gösterilmesiyle ilgili Hz. Enes'ten gelen bir rivayette "Bismillahirrahmanirrahîm'i özenerek güzel yazan kişiyi Allâh affeder." buyurulması ve Hz. Ali'nin "Besmeleyi güzel yazan kişi affedilmiştir." sözü hattatların bu konuda gereken itinayı göstermelerinin başlıca sebebi olduğu gibi besmelenin çokça yazılmasının da esas âmili olmuştur.
Köprüden Önce On Çıkış!
Akıllı insanın üç askeri vardır: Sabır, utanmak ve kanaat. (Hacı Bektaş-ı Veli)
İnsanların Yüreğine Hıdırellez Günü Ekilen Sevgiyi Büyüteceğiz
Sevgi neden insanlığını kaybetmemiş insanların yüreğine ekildi? Çünkü GADDARLIK dünyada hüküm sürüyordu. Yaratan varsa neden bu zulmü görmüyor diyen us ve duyuncu felç olmuş çaresizliğin pençesine düşmüş insanlar yüzünden bu gaddarlık hüküm sürüyordu. Zulme karşı çıkan o zulmü insanlık adına durdurabilirdi. Ve Mobbing Bank kitabının ilk
Reklam
Esrar Kahvehanesi ve Bektaşiler
Nargilemizi çeken veli, Çekmeyen deli, Pirimiz Hacı Bektaş-i Velî, Yûf münkire, Lanet Yezid'e... Alâeddin Gaybî'nin Abdal Musa'ya intisabından sonra, tıpkı esrar içildiğinde yaşandığı gibi, 'dünyalık kaygılarından reha' bulduğu için aldığı 'Kaygusuz' mahlası zamanla Bektaşiler arasında esrara verilen isimlerden biri haline gelmiştir.
Sayfa 103Kitabı okudu
Bektaşî tarikatı tasfiye edildikten sonra diğer tarikatlar içerisinde varlığını devam ettirmiştir. Bektaşiler’in merkez tekkesinde Nakşibendî şeyhinin oturması, İstanbul’da bulunan eski Bektaşî tekkelerinin yedisinin dahi Nakşibendî tekkeleri olarak gösterilmesi, Bektaşiler’in Nakşibendî tarikatı içerisinde daha fazla kendilerine yer edindiklerini göstermektedir. Bektaşilik’in yasaklanmasının ardından gerek merkez tekke olan Hacı Bektaş-ı Velî tekkesine gerekse diğer Bektaşî tekkelerine Nakşibendî tarikatı şeyhleri atanmıştır. Hacı Bektaş-ı Velî Tekkesi’ne merkezden atanan ilk Nakşibendî şeyhinin Kayserili Mehmed Said Efendi olduğunu daha önce belirtmiştik. Mehmed Said Efendi Hacı Bektaş Tekkesi’nde Nakşibendî ayini icra etmek dışında, tekke vâkıf gelirlerini tahsil etmekle de görevliydi. Mehmed Said Efendi 1842’deki vefatına kadar tekkede Nakşibendî tarikatının usul ve erkânına göre ayin icra ettirmiştir. Oğlunu Bektaşî dervişlerinden birinin kızıyla evlendiren Mehmed Said Efendi’nin torunu Arif, Bektaşî tarikatına intisap etmiştir. Mehmed Said Efendi’nin vefatından sonrada bu tekkeye ve diğer Bektaşî tekkelerine Nakşibendî şeyhleri atanmıştır. Bektaşî tekkeleri her ne kadar Nakşibendî tarikatına devredilmişse de bu tekkeler eski isimlerini aynen muhafaza etmiştir.
Yunus'un, Vilâyetnâme'de Hacı Bektaş-ı Velî'nin huzuruna gidişi anlatılırken şöyle deniliyor: "Hacı Bektaşi Veli, Horasan diyârından Rûm'a gelip yerleştikten sonra veliliği ve kerâmetleri etrâfa yayıldı. Her taraftan mürid ve muhibler gelmeye, büyük meclisler kurulmaya başlandı. Fakir halli kimseler gelir, nasib alır
Hacı Bektaş-ı Veli ile Sohbetler
Herat hükümdarı, Hoca Ahmet Yesevi'ye sormuş: "Bu kürk üstümdeyken namaz kılmam caiz midir?" Hoca gülmüş. Hükümdar "Ne gülüyorsun?" diye sormuş. O da "Senin akılsızlığına gülüyorum.Karnın haram doluyken, halkın vebali boynundayken , bana kürkten bahsediyorsun!" demiş.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.