Zülüflerinin ucu meltemin önüne düştüğünden beri Üzüntüden ikiye ayrılmış sevdalı gönlüm var
Masalı bırak Hafiz; biraz da şarap iç. Zaten gece boyunca uyumadık; mum ise masal dinleye dinleye yandı. Şirazi
Reklam
Saçları dağılmış, hafiften terlemiş, dudaklarından gülücükler saçılıyor. Çakır keyif olmuş. Gömleğinin yakasını açmış, gazel okuyor; elinde şarap sürahisi. Nergis gibi mahmur gözleri kavga arıyor sanki. Dudakları hayıflanmakta. İşte dün gece bu halde iken oturdu baş ucuma. Başını kulağıma yaklaştırdı, dedi hazin bir sesle: "Benim eski âşığım! Uykun mu var?" Âşığa böyle gece şarabı verilir de olmazsa bâde düşkünü, olur çıkar bir gün aşk kâfiri! Git be sofu işine! Tortulu şarap içenleri eleştirip durma. Bize bundan başka armağan vermediler Elest günü. Kadehimize ne koyduysa, onu içtik; ha Cennet şarabı, ha üzüm şarabı. Mey kadehinin gülümseyişi, sevgilinin düğüm düğüm saçları Hafız'ın tövbesi gibi bozdu nice tövbeyi.
Gül nasıl olur da seninle beraberlik davasına kalkışır? O aydan nurlanmakta, aysa senden!
“Ben Tanrı'dan o kadar çok şey öğrendim ki Artık kendimi ne Hıristiyan, ne Hindu, ne Müslüman,ne Budist, ne Musevi addediyorum... Hakikat bana o kadar çok açıldı ki Artık kendimi ne erkek, ne kadın, ne melek, Ne de hatta saf bir ruh sayıyorum....” -Hafız-ı Şirazi
14. yüzyılda yaşamış İranlı şair Hafız-ı Şirazi şöyle yazıyor: Yalnızlığına bu kadar çabuk Teslim olma Bırak daha da derine insin Mayalasın seni, olgunlaştırsın Kutsal varlıkların ve sayıca az insanın Yapabileceği gibi Kalbimde kayıp bir şeyler Gözlerimi yumuşattı bu gece Sesimi Ve Tanrı’nın yardıma muhtacım
Sayfa 237 - Omega Yayınları, 3.Baskı, 2023, İstanbulKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.