denizlerin anısına : MEKTUP AŞIK İHSANİ Demem şu ki sevdiğim, ortaçağdan bu yana bana öyle bir ters geldi ki,1971 Mart,Nisan,Mayıs ve sonrası….Yıkılası mahpushaneler tıklım tıklım evde, yolda,işte, sokakta, on on, yüz yüz, bin bin adam toplanmakta. Anlayacağın ne kadar ben çağımdan ve üzerinde büyüyüp suyunu içtiğim toprağımdan
Bir insan hayatını nasıl yaşar? Çok düşündüm bu soruyu, bir çok değişik versiyonunu kullandım. Ama her seferinde cevabını bulamadım. Hani bir çizgi film vardı. Sarı kafalı bir çocuğun öyküsünü anlatıyordu. Her bölüm sonunda; "Eğer sekiz yaşındaysanız ve aşıksanız, hayat gerçekten güzel!" diyordu. Hatırladınız değil mi, Sarı kafa
Reklam
Bizim Uzay Hikayemiz
"Uzaya giden adamımız olmayacak. 1960'lı yılların İstanbul'unda, Aksaray'daki bir evin lambaları kapatılırdı her gece, salonu dolduran insanlar nefeslerini tutarak, yerde ışıklar saçarak gezinen uçan daireyi seyrederlerdi! Memleketimden uzay manzaraları Hiçbir zaman diğer gezegenlere giden bir bilim insanımızın resmini duvarımıza
Bir Yudum Kitap
Mustafa Soyuer, "Ellerim, sana bir mısra boyu uzaklıkta. Uzansan tutacaksın." der ve ekler: "Dokunsan yanacaksın." Bazen yakındakiler öyle uzaktır ki sevgili okur. Yakar işte. Var olun. Mustafa Soyuer - Düş Türk Dili Dergisi, Temmuz 2017 (787. sayı), s.28-30 Defterler açılıyor şakır şakır. Kâğıt sesi, siren sesi gibi
Bir Yudum Kitap
Yokluğu ile varlığı arasında fark olmayanlar vardır. Bu bir insan da olabilir bir nesne de. Bilirsiniz işte! Nermin Yıldırım, "Bazı varlar, var sayılmaz." derken ortak olur fikrimize. Öyleyse yoklar kahvesini terk etmenin vakti gelmedi mi ... Fuat Sevimay - Kapalıçarşı Hep Kitap, s.34-36 İkindi ezanı okunurken, sokaktan gelen
Çok mu Zor?
Oturup düşünüyorum bazen hayattaki gayem ne diye ya da ne olmalı ne yapmalı ne yapmamalıyım kim olmalı kim olmamalıyım. Gerçi çoğu insanın kafasında dönüp duran tilkilerdir bunlar. Birde hiç düşünmeden yaşayıp gidenler var ki işte en imrendiğim tiplerde bunlardır. Yok canım yoktur öyleleri illaki bir dertleri tasaları gayeleri vardır diye. Ama yok gerçekten böyle tipler var birebir tanıştım. Tabi içini seni dışı beni yakar diyeceksiniz. İçinde fırtınalar kasırgalar tufanlar kopuyordur diye yokk. Adamda tek bir tane gam yok. Bir dizi vardı ya hani En Son Babalar Duyar diye bir karakter sürekli hallerderiz hulya deyip dururdu herşeye hah tam olarak o kafayı yaşamak işte. Gelişigüzel olduğu kadar olmadığı kader deyip yaşamak. Varsa yemek yoksa yoktur deyip es geçmek. Neden oldu niye benim başıma geldi sorularıyla cebeleşmemek.Bu kafa varya bu kafa işte tam yaşamak istediğim kafa. Neymiş insanoğlunu diğer canlılardan ayıran şey akılmış düşünceymiş. Düşünme kardeşim bu kadar çok düşünüp kafayı yeme. Hastalıklar bitmiş gibi hastalık hastalığı türemiş etrafta inanabiliyor musunuz? Hadi düşündük diyelim aklımız çakallıktan hinlikten başka birşeye çalışmıyor ki. Bir de bunun üstüne olur olmadık dert tasa. Yaşa kardeşim hayatı güzelce doyasıya yaşa. Yarının hesabını tutmadan elindekiyle yetinip mutlu yaşa. Çok mu zor?
Reklam
Binalar içten çürümeye başlar ya hani, Sonradan belli olur çatlakları duvarın, Bellidir bir depremin yakında yıkacağının. Hah işte o benim.
Delinin Aşk Mektubu - 1
Merhaba. Sana diyebildiğim en yakın söz bu. Oda genelde kısık, durağan ve belki de biraz soğuk bir sesle. Ama ben o "Merhaba" yı çıkarmak için neler çekiyorum bir bilsen. Kaç sinir hücresine dert anlatıyorum, kaç karar milyonlarca olasılıktan “asla” seçiyor. İsyan eden uzuvlarıma, kalbimi tehdit ederek söz geçiriyorum. - Gönlümde bir
300 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.