448 syf.
2/10 puan verdi
·
Read in 5 hours
Acilen Karantinaya Alınması Gereken Tek Kitap
YouTube kitap kanalımda Beyza Alkoç'u ve Karantina kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: ytbe.one/2Ia6xxuNANg Nasıl ki "boş yapma, yıkık, duyar kasma, kral, düştüm, yorma reis" gibi kelimeler Z kuşağı turnusolü ise Beyza Alkoç'un Karantina serisi de bir o kadar Z kuşağı turnusolüdür arkadaşlar. Bu incelemeye özel
Karantina: Mahşerin Dört Atlısının Hikayesi
Karantina: Mahşerin Dört Atlısının HikayesiBeyza Alkoç · İndigo Kitap · 201620.4k okunma
Selamünaleyküm:)
Bugün tesettür konusuna değinmek istiyorum. Önce minik bir hatıradan başlayalım: Küçükken hep tesettürlü ablalara bir hayranlığım olurdu. Giydikleri o örtü adeta ben güçlüyüm, korunaklıyım.. izlenimi veriyordu bana. Tıpkı namaz gibi huzur veriyor mudur, diye düşünürdüm. Yaşadım, giydim, taktım ve evet öyle gerçekten. Bir bayram günü köye
Reklam
Bana bir şey olursa lafını da hiç sevmem, o yüzden kullanmayacağım :) Ama bir vasiyetim var size; hani insanlar öldükten sonra kıymete biner ya işte, hah benim de bu yazımı kıymete bindirin... Ricamdır size.
O

O

@onurbay
·
19 August 2021 19:45
Neden?
Fakiri neden ezersin? Müslümana neden saldırırsın? Ateisti neden dışlarsın? Yahudiyi neden öldürürsün? Savaşı neden başlatırsın? Hayvana neden eziyet edersin? Neden insan olmazsın? Öleceksin birgün... Yok olup gideceksin... Ne bu iktidar mücadelesi? Güç gösterisi? Çok değil yüz yıl sonra bütün varlığım yok olacak. Ve bir yüz yıl sonra da mezarım
Birkaç Sayfa Sözyaşı
ve yine kendimle aynada baş başayım. Orada sadece benim gördüğüm bir vücut var. O vücutsa farklı itici sevilmeyen; dokunulan hissedilen ama sevilmeyen. Annesinin dokunmadığı, öpmediği, kıskandığı, düşmanı, rakibi olarak gördüğü o vücut. Babasının... O bedenin babası yok. Babalar gerçek değil zaten. Tanrının babaya benzetilmesini şimdi daha
208 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Kimmiş ki bu Hakan Günday? 29 Mayıs 1976 Rodos doğumluymuş. Eski milletvekili Faik Günday'ın torunuymuş. Okuduğum kadarıyla dört farklı üniversitede dört farklı bölüme geçiş yaparak nihayetinde Ankara Siyasal Bilimler Fakültesi'nden mezun olmuş öyle yazıyor. Şaşırdım mı? Elbette hayır... Okuduğum eser bende hiç de öyle sıradan bir yazar, kendi
Zargana
ZarganaHakan Günday · Doğan Kitap · 20137.3k okunma
222 syf.
10/10 puan verdi
Nedir kabahatin Sabahattin?
YUSUF'U TANIMAK! Benim adım Yusuf. Aydın'ın Kuyucak ilçesinde doğdum. Mevsimler sonbaharı gösteriyordu yanlış hatırlamıyor isem. Bir gün var ki hayatımın ilk karanlık günüdür. Ruhumu aydınlatmayı başaramamamın başrolünde o gün yatar. O gün eşkiyalar sadece anamı babamı değil, şu hayatın bana özgür kıldığı tek şeyi de çaldılar. 3 jandarma ve
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021175.3k okunma
Reklam
224 syf.
1/10 puan verdi
·
Read in 26 hours
Kitap İslamı doğru anlayamamış Hamza adında müslüman bir gencin; ‘izm’ler düzenini, eğitim sistemini, bilinçsiz müslümanları, İslami ölçülere uygun kitap yazmayan yazarlarımızı, ilk Türk kadın tiyatrocumuz Afife Jale’yi, Atatürk ilke ve inkılaplarını, çağa uygun olarak gelişen teknolojiyi ve ona maruz kalan küçücük çocuklarımızı, ünlü dünya
Hamza
HamzaÖmer Faruk Dönmez · İz Yayıncılık · 20192,839 okunma
Hayallerime tutunuyorum ben. Umudum var çünkü. Mucizelere inanan çocuk ruhum, dokunulmazlık sağlıyor dileklerime. İnancımı kaybettiğim gün öldüğüm gün olur. Hani o rüzgarda savrulan saçlarımla uçurum kıyılarından sonsuzluğa uzanan denizlerin ufkunu izlemelerim olacak ya... İşte o gün ilamını elime alacağım özgürlük sevdamın. Hani yaz yağmurlarında kulakcıklarımdan ruhuma akan müziğin eşliğinde orman yürüyüşlerim olacak ya..Hah, o gün benim olacak doğanın en güzel nâmeleri. Bisiklet bineceğim deniz kıyılarındakı kumsallarda. Bozacağım ezberleri. Uçurumlardan değil, bulutlardan atlayacağım rüzgarın koynuna. Bütün dünyaya rest çekeceğim, işte ben, işte hayallerim, gerçekleşiyor hayaller diyeceğim. Ve o gün yanımda olanlar, bir gün beni sonsuzluğa uğurlayacaklar bulutların göz yaşlarıyla. Çünkü ben, yağmurlarda ıslanmayı hayal ettim ya ömrüm boyunca. En büyük armağanı olsun istiyorum bana Gökyüzünün, bulutların gözyaşları. Çocuk ruhlu bir hayalperest kaybettik de, onu uğurluyoruz desin masmavi bulutlar. Denzilere kavuşsun gözyaşlarından oluşan mektuplar. Ve ben, o yağmurların her damlasıyla mühürleneğim sonsuzluğa... Çünkü ölüme aşık yaşasam da, Yaşamadım doya doya....
Kitabsever
Kitabsever
Takibe takip/Beğeniye beğeni yapmıyorum.
Merhaba 1k okurları! Yeni karar aldım. İşte bazen duyuru amaçlı iletiler atacam. Köşe yazısı gibi🤔 Neden aldım bu kararı? Hani burası benim ikinci ailem ya, bazı konuları paylaşıyoruz ya hani, sorunları da beraber çözümleyelim, yada en azından ben şöyle kendi kendime konuşayım, ay yazayım. Zaman zaman iletilere rastlarım. Hani; MADEM TAKİPTEN ÇIKACAKTINIZ... Başlığı olan. Hah, bu gün tam da oradan gireceğim konuya. Buraya ilk geldiğimde yalnız bayan okurların hesabını takip ediyordum. Pek bir anlayışım yoktu, yeniydim, tanıdıklarımı takip ediyordum. Sonra işte yorumlardan bir kaç güzel hesap takibe aldım(bazısını almaz olaydım da neyse). Sonra bir hırçınlık dönemimde, bazen kafam atar öyle kendimi salıveririm, baya bir takip aldım. Neden anlatıyorum? Sonra kendimle hesaplaşmaya başladım artık dikkat edeceğim diye. ŞİMDİ!!! Sözüm takip atıp takibi geri çekenler! Hani benim de takibe aldıklarıma sözüm. Madem bir süre beğenii atıp karşılık alamadığınızda çıkacaksanız, neden takip ediyorsunuz? Ben takibe takip yapmıyorum. Egolu değilim. Beliirli kriterlerim vardır, o anki ruh halim vardır. Lütfen! Hesabımı incelemeden takip atmayın. Bütün takip eden gerçek okurlara saygım vardır. Hiç bir çıkarı olmayanlara daha bir saygım vardır. BEĞENİYE BEĞENİ TAKİBE TAKİP yapmıyorum Akıştan, OKUYARAK, beğeni atıyorum. Takip atıp atıp geri çekmeğin!!! İyi ki takip düzenlemesi yapıyorum da haberim oluyor. Birisini takipten çıkmışsam da, ya iletişimde, etkileşimde değilimdir, ya da geçerli sebebim vardır. Saygılar değerli okurlar🌼🌹
Hatırlıyorum, 5 yaşlarında falan olmalıyım. Mahalledeki çocuklarla kovboyculuk oynayacağız. E haliyle, her kovboya bir silah lazım. Koş­tum eve, üç dört tane oyuncak silahım vardı, hepsini al­dım geldim. Bir ona bir buna derken, bir de baktım bana silah kalmamış. Sen de şurdan bir tahta al dediler. İşaret parmakları tarladaki tahta parçalarını gösteriyor­du. Ben de ordan bir tahta aldım. Ne yapsaydım yani? Ulan şerefsizler siz benim silahlarımı aldınız ben tahta­dan uyduruk bir silahla mı oynayacağım? Denir mi. Den­mez. Ben de ordan bir tahta parçası alıp onunla ateş aç­tım ve hepsini öldürdüm. Benden yana olanları da öl­dürdüm. Bunu niye yaptığımı anlamayıp salak salak gül­düler: kendi adamlarını da vurdun. Hah ha. Farkındayız herhalde. Bir şekilde bu durumu protesto etmem lazımdı: ben de kendi adamlarımı vurdum saklandıkları yerde: ye­nildik tabi. Oh olsun. Ulan, insan bu kadar mı alçak, bu kadar mı yüzsüz olur ya! Biraz da benim saflığım ama: bu insanlar da az değil hani. Çocuk getirmiş işte üç dört silah. Yani en azından bir tanesinin onda kalması ge­rekmez mi? Fırsat vermeye gelmez bu insanlara. Bunu o zaman bilmiyordum tabi. Ne bileyim. Benim silahlarımın birini de bana verirler sanıyordum. Meğer öyle değilmiş.
641 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.