Ne de olsa Anglosakson uygarlık Robin Hood kültürünü de üretmişti. Ancak Robin Hood bugün yaşasa, muhtemelen İngiltere’den çalıp eski sömürgelerine verirdi!
Öylesine sarsılmıştı ki içinde bir şeyler kırılmış, Jacinta’nın omurgası olan idealizmi hasar görmüştü. O da ayakta kalabilmek için iki koltuk değneği kullanmaya başladı: Kabullenmek ve alışmak. Bir süre sonra o değnekleri de attı ve kayıtsızlığın elinden tutup yeni bir hayata doğru yürümeye başladı.
Hiçbir şey geçmeyecek. Kimse kurtulmayacak. Çünkü Tanrı’nın Tanrısı yok. Biz ona inanıyoruz ama o hiçbir şeye inanmıyor. Belki de tek gerçek tanrısız, Tanrı’nın kendisi. Tanrısızlık Tanrıya mahsus. Bu yüzden kurallarda asalet ve adalet arama! Çünkü Tanrı, ne asil ne de adil olmak zorunda.
insandı ve bir aklı vardı. ikisi bir araya gelince atom bombası ortaya çıkmıştı, dolayısıyla o da kimonosunun altında kalın bir ip gibi duran adamın gerçekte ne olduğunu anlayabilirdi. zor değil, dedi kendi kendine.