Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hakan Ertaş

Hakan Ertaş
@hakannnertas
Pediatric Emergency
Eskişehir
13 Eylül
5 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Féanor'un Noldor'a yaptığı konuşma
"Neden, ey Noldor'un halkı" diye bağırdı, neden bizi ve hatta kendi ülkesini bile düşmandan koruyamayan garezli Valar'a hizmet etmeliymişiz? Hem, şimdi düşmanları olan, onlarla aynı soydan gelmiyor mu? Bundan böyle intikam saatidir benim için ama öyle olmasaydı da babamın katilini ve hazinemin hırsızının sülalesiyle aynı topraklar üzerinde yaşamazdım. Zaten bu yiğit halkın tek yiğidi de ben değilim. hepiniz birden Kralınızı kaybetmediniz mi? Dağlarla deniz arasındaki bu daracık topraklarda hapsolmuşken, kaybetmediğiniz ne kaldı geride? Bir vakitler buralarda Valar'ın Orta Dünya'ya çok gördüğü ışık parıldıyordu, oysa artık karanlık her şeyi örtmüş vaziyette. Nankör denize beyhude yaşlar döken, sisler altında kalıp gölgelere boğulmuş bir halk olup elimiz kolumuz bağlı yas mı tutacağız ebediyen? Yoksa kalkıp dönecek miyiz yurdumuza? Özgür bir halkın gezinip dolaşabileceği Cuiveénen'de, apaçık gökyüzündeki yıldızların altında tatlı tatlı akıyor sular ve geniş topraklar yayılıyor olabildiğine. Orada da duruyorlar hala; bir çılgınlığa kapılıp terk ettiğimiz her şey bekliyor bizi. Kalkın gidelim! Bırakalım bu şehir ödleklerin olsun!
Reklam
Ve sorarsanız, bunlar içinde kalbimin kıymetlisi ağaçlardır. Büyüyüp boy atmaları bir ömür alır, yıkılıp devrilmeleri ise bir an ve dallarına meyvelerle bezeyip ödemedikçe diyetlerini arkalarından ağlayan pek azdır. Düşüncelerimde beliren budur. Ama ağaçlar kökleri toprağa uzanan her şey adına konuşsa ve onları yanlış yapan affetmese!
Wall Street depreme ilk bir ya da iki gün hiç ilgi göstermedi.Sana bunun nedeni olarak depremden gelen ilk haberlerin pek telaşlandıran türden olmamasını göstereceklerdi fakat bunun nedeni bence halkın hisse senedi piyasalarına olan bakış açısının değişmesinin epey zaman almış olmasıydı. Profesyonel işlemciler de dahil herkes olayın büyük kısmını idrak etmede yavaş kaldılar ve olaya dar görüşlü baktılar.
Sayfa 152Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Fakat bir dünya savaşı bile borsayı, koşullar boğa piyasasına uygun olduğu zaman bir boğa koşusundan veya ayı piyasasına uygun olduğu zaman ayı hantallığından uzak tutamaz.
Sayfa 130Kitabı okudu
Dünyada tüm sahip olduklarınızı ne yapmamanız gerektiğini öğrenmeniz pahasına kaybetmek gibisi yok.Ve para kaybetmemek için ne yapacağınızı öğrendiğinizde kazanmak için ne yapacağınızı öğrenmeye başlıyorsun. Anlıyor musun? öğrenmeye başlıyorsun!
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
Kızmadı bilakis gülümsemesi derinleşti. Gözden kayboldu ,bir daha da gelmedi. İtaat ettiğinden değil. Onun da benimle işi bitmişti çünkü sıkıcı olmak gibi affedilmez bir günah işlemiştim.
Sayfa 187
Niçin hayatının bu en büyük arzusunu, şimdiye kadar belki yine içinde, fakat en gizli yerlerde saklı duran bu arzuyu, hapsedildiği yeri parçalayarak ortaya çıkar çıkmaz, öldürmeye mecbur kalıyordu?.. Niçin? Kimin için?..
Sayfa 83
Çocuğun bu metaneti orada bulunanların kalbini parçalıyordu. Zaten, bir felâkete sûkun ve itidalle tahammül edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasında çok daha korkunç ve ezicidir. Kuru ve sabit gözlerin arkasında nasıl bir ateşin yandığı; yavaşça kalkıp inen göğsün içinde nelerin kaynadığı bilinmediği için, insan mütemadi bir ürkeklik ve tereddüt içinde üzülür..
Sayfa 5
Başlarını Nil'in kırmızı sahillerine yaslayarak dinlenen timsahları ve herhangi büyük bir şehrin herhangi bir eğlence bahçesindeki sevgilisini belinden kavrayan sarhoş kibarzadeleri aydınlatan hep aynı ışıktır. Halbuki ne kadar masum bir yüzü var; harp meydanlarında bağırsaklarını avuçlayarak ölenleri, apartman kapılarının önüne bırakılan çöp tenekelerini karıştırıp gıda arayanları, aynı gecede ikinci aşığını pencereden içeri almaya çalışanları gördüğü halde güzelliğini ve saffetini muhafaza edebiliyor.
Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmektense hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi?
Reklam
Enteresan şey.. dedi. Umumiyetle para enteresan bir şeydir zaten. Çok kere cebimden 1 lira alır, önüme koyarak onu saatlerce seyrederim. Hiçbir fevkaladeliği yok. Birtakım hünerli çizgiler, tıpkı mekteplerdeki resmi hattî vazifeleri gibi. Belki biraz daha ince ve karışık... Sonra bir resim. Birkaç satır muhtasar yazı ve bir iki imza... Üzerine biraz fazla eğilince insanın burnuna ağır bir yağ ve kir kokusu da vurur. Fakat ne muazzam şeydir bu kirli kağıt azizim. bir düşün!
"Küçük bir yer alacağız,' diye başladı George. Elini cebine attı, Carlson'un Luger'ini çıkardı bir yandan. Emniyetini açtı. Silahı tutan eli Lennie'nin arkasında toprağın üzerindeydi.Lennie'nin ensesine doğru baktı: omurganın tam kafatası ile birleştiği noktaya... Irmağın üst tarafından bir erkek sesi duyuldu bir başkası ona karşılık verdi.
Sayfa 109Kitabı okudu
"Ben," diyordu. Her zaman böyle asker ruhlu bir adamdım fakat çok ham bir gençtim. Sonraları hayli de alafrangalığa özenirdim. Hala medeni şeyleri, güzel şeyleri severim, diyebilirim. Yalnız biraz bunlardan uzaklaştık. Anadolu'nun ta ortasına gelenleri yenmekle memleketimizi muhafaza Kabil olamayacağını düşünüyorum. Onlar, düşmanlarımız, kendi memleketlerine sahip oldukları gibi biz de sahip olmalıyız. Şimdiye kadar zeytinyağı ile su gibi duran bu halkla biz kaynaşmalıyız. Göreceksin Peyami, bu halkı kendi memleketine sahip edecek yine bizim yaratacağız ordu olacak."
Sayfa 116Kitabı okudu
Bir insanın etrafındaki dünyaya ve hayata bakarak bazı düşüncelerini yazıya dökmesi belki bir ömür sürdü; sonra ben geldim ve 2 dakika da bam! her şey bitti. "Beni rahat bırak dedi." Mildred ben hiçbir şey yapmadım. "Seni rahat mı bırakayım! Bu çok güzel ama kendimi nasıl rahat bırakabilirim peki? Rahat bırakılmamıza gerek yok. Aslında arada sırada rahatsız edilmemiz gerek. En son ne zaman gerçekten rahatsız oldun? Önemli bir konuda, gerçek bir konuda?
İnsanın ruhu, zihni ve tutkuları eğer o büyük engel olmazsa bir kartal misali uçmasını sağlayabilirdi. Bu büyük engel tüm zaaflarıyla kendi vücudumuzdur.
Halime aklına gelen tüm tatlı sözlerle hayvanları severken bir yandan da ceylanla leoparın dost olabildiği bir dünyada bulunuyor olmanın şaşkınlığı içindeydi. Zira peygamber bunun Allah’ın cennet sakinlerine sakladığı bir mucize olacağını söylemişti.
Reklam
Koca Reis’in ilk ayaklanma çağrısını yaptığı o gece düşledikleri, bu şiddet ve kıyım olabilir miydi? Kendisinin gözünde canlandırdığı gelecekte, hayvanların açlık ve kırbaçtan kurtuldukları, herkesin eşit olduğu, herkesin kendi gücüne göre çalıştığı ve koca Reis’in konuştuğu gece yolunu şaşırmış ördek yavrularına kucak açtığı gibi güçlülerin zayıfları koruduğu bir toplum vardı. Oysa, nedendir bilinmez, kimsenin düşüncesini açıklamaya cesaret edemediği, her yerde azgın,yabanıl köpeklerin hırlayarak kol gezdiği, Yoldaşlarının korkunç suçları itiraf ettirildikten sonra paramparça edilişini seyretmek zorunda kaldıkları bir toplum çıkmıştı ortaya.
Ne var ki, hiç kimse kendisinin kendi hayatını nasıl yaşaması gerektiğini kesinlikle bilmez.
Basit şeyler, en olağanüstü şeylerdir ve yalnızca bilginler anlayabilirler bunları.