Birinci kural yaradana hangi kelimelerle tanımladığımız kendimizi nasıl gördüğümüze aynı tutar şayet tanrı dendi mi öncelikle korkulacak utanılacak utanılacak bir varlık geliyorsa aklına demekki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla yok eğer tanrı dendi mi evvela aşk merhamet ve şevkat anlıyorsan sen de bu vasıflardan bolca mevcut
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
Ömer (ra) bir gün Peygamber (s.a.v)'in evine geldi ve yaklaştığında Peygamber'in (s.a.v) huzurunda bağırılmayacak kadar yüksek sesle bağıran kadın sesleri duydu. Bunun yanısıra kadınlar bir de Kureyş'liydi, yani Muhacirlerdendi. Bu da Ömer'in onların Mekke'li kadınlara nazaran daha serbest ve kendine güvenen Medine'li
"Mustafa kâmal şerefimizle hatta canımızla oynamaktadır!"
"Bir sabah top seslerinden endişe ile uyandık. Meğer Cumhuriyet ilan olunuyormuş. Ankara'dan gelen haberler Mustafa kâmal'in yeni topladığı bir muhitle tam bir diktatörlüğe gittiğidir. Milli hakimiyet yerde şahsi hükümranlık kurulmuştur. İstiklalimizi kurtaranlar hürriyetimizi bozacaklar mıydı?"
Gazetecilere kısaca şu cevabı