"Elin ölüm olmayacak kadar sıcak..." dediğimi duydum.
Sessizdi. Her zamanki gibi.
"Kan da sıcaktır..."
Zorla araladım gözlerimi. Yine saçmalıyordu. Keskin kahveleri uykumun arasından seçmeyi başardım. Elim yaramın üzerindeki elinin üzerine usulca dolandı. Sıcaktı eli ama yakmıyordu. Anlamıyordu. "Bendeki seni görmüyorsun..." mırıltım gözlerimin kapanmasına eş değer olarak gittikçe kısılmıştı. Ağzımın içinde birkaç şey daha gevelemeye çalıştım ama başaramamış gibiydim.
"Gördüğüm için kaçamıyorum." dediğini işittim. Hafifçe gözlerimi aralamaya çalıştım. Buğuluydu görüntüsü. Gözlerim yeniden kapanmıştı. "Öyle bir bakıyordun ki bana..." dedi. Avuç içini hâlâ tenimde hissediyordum. Elim ise elinin üzerindeydi. Serçe parmağı benim parmaklarımı okşar gibi oldu. "Öyle bir inanıyorsun ki..."
-Bülbül Kapanı
Çocukluğa övgü 23 e sövgü
Nasılsın sorusunu ekseriyetle soracaklar iyi değilsin çocuk.
İlk okul yaşların nasıl? Dolu dolu asıyor musun okulu ya da hala canını boğazında hissedene kadar koşturup haşerelikler ediyor musun? Şu an kaç yaşındasın çocuk?
Efendim
Ben mi? Beni mi sordun? 23 toplasan etmem ama 23 kadar genç, 23 kadar çocuk, 23 kadar yaşlı...
Ortaokulda sorguluyor
Batı Türkleri devletinin, yani Türkiye'nin ilk padişahı olan Tuğrul Beğ (1049-1063) tarihin en büyük kahramanlarından ve kurucularından biridir. Eserle hüküm vermek doğru ise, işte onun eseri olan Türkiye hâlâ dimdik duruyor. Tuğrul Beğ 1043 te Rey şehrine geldi. Orada Selçük hanedanı beğlerinin her birine buyruklar vererek her birinin
Kelebeğin ömrü
Gülseren Hanım, Dr. Nüvit Hanım bir hasta gönderdi, "mümkünse hemen alıverin," diye rica etti. Şimdi onu gönderiyorum.
Tamam Tuna, bekliyorum.
Kapı vuruluyor ve içeri üç hanım giriyor. İkisinin ağlamaktan gözleri kızarmış. Biri ise şaşkın şaşkın etrafına bakınıyor. En yaşlı olan, elime bir kâğıt uzatıyor. Nüvit Hanım'ın bana
Sayfa 80Kitabı okudu
