Eski öldü, yeni doğamıyor. Bir kriz, eskinin ölümü ve yeninin
doğamaması sürecidir.
Antonio Gramsci
"Hep kendime sorarım: 15, 16, 17 yaşımdayken niçin İslâm düşüncesi cezbetmedi beni? Düşündüm ve cevabı çok açık, çok anlaşılır bir şekilde verebiliyorum: Çünkü Türkiye’deki Müslümanlar Ensarlaşma fikrinden de, tavrından da, hassasiyetinden de uzaklaşmışlardı. Allah yolunda ölme fikrine sadece laikler değil Müslümanlar da alaycı bir tarzda yaklaşıyordu."
twitter.com/istiklalmarside...
İnsan gördüğü şeylerin toplamı kadar uyanık, görmediği şeylerin sonsuzluğu kadar uykudadır.
Okur Takip Önerileri
Eğer âşık isen yâre sakın aldanma ağyâre
Düş İbrâhîm gibi nâre bu gülşende yanâr olmaz
Herkesin putu kendisine şirin, Herkes başkasının putuna İbrahim.....
İstiklâl kelimesini Arapların türettiğini sanıp ona Türkçe bir yakıştırmada bulunmak hatadır. Kur’an Arapça nazil olduğu için dilimizde kullanımı sadece Türklere mahsus olan ve Arapça kaidelere riayet edilerek türetilmiş birçok kelime vardır. Kur’an gölgesinde yaşayan Türkler “yüklenip götürmek” anlamından kalkarak bir “istiklâl” kavramı ortaya çıkarmışlar. Tarihin akışına yerinde bir müdahaledir. Avrupa’da yükseldiği farz edilen medeniyetin ihtiyaç duyduğu “hürriyet”, “medeniyet” gibi birçok kavram Türkçede zuhur etti. İstiklâl bunlardan biri değil. İstiklâl kelimesi bizim, biz Türklerin dünya siyasetinde vazgeçemeyeceği bir anlayış tarzının gereği olarak şekil buldu. I. Cihan Harbi’ne “seferberlik” deyişimiz gibi Türk varlığının temelini işaret eden savaşın adını da “İstiklâl Harbi” olarak telâffuz ettik.
Şiir ve şair ölmeyecektir.
Çünkü insan ölmeyecektir.
Çünkü hakikat ölmeyecektir.
Merhametin ta kendisiydi gözlerin. Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu.
Belli ki son yüzyılımız göğsümüzden
Varla yok harman eden sesi uçursak
Diye bize verildi
Bülbülün hâlin bilenler gûş ederler nâlesin
Bir gül-i bî-hâr içindir bunca hûy ü hây-ı 'aşk
Anlamı;
Bülbül nasıl ki durmadan gülün aşkıyla şakırsa,
Âşıklar da Allah aşkı ile durmadan âh u zâr eder ve Hakk'ı zikreder.
Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.