Arılar ve karıncalar gibi diğer türlerdeki büyük topluluklar, istikrarlı ve dirençlidir, çünkü sistemin işlemesi için gereken bilginin büyük bir bölümü bu hayvanların genomlarına kodlanmış haldedir. Bir dişi bal arısı, larvası hangi besinle beslendiğine bağlı olarak, büyüdüğünde kraliçe veya işçi arı olur. DNA'sı her iki rol için de uygun davranışları programlar: duruma göre kraliyet tavırları veya işçi çalışkanlığı.
kovanlar çok karmaşık sosyal yapılardır ve pek çok farklı işçi türü barındırır: hasatçılar, hemşireler ve temizlikçiler gibi; fakat şu ana dek araştırmacılar avukat arılarla hiç karşılaşmadılar. arıların avukata ihtiyacı yoktur, çünkü hiçbir zaman kovan anayasasını ihlal ederek, örneğin temizlikçi arıları sahip oldukları yaşam, özgürlük ve mutluluğu arama haklarından mahrum bırakma ihtimalleri yoktur.
İnsanlarda ise bu tip durumlar sürekli gerçekleşir. sapiens'in toplumsal düzeni hayali olduğundan, insanlar bu tip kritik bilgileri sadece DNA'larına kopyalayarak ve genlerini sonraki nesillere aktararak koruyamazlar. yasaları, gelenekleri, adetleri korumak için bilinçli bir çaba gerekir, aksi takdirde toplumsal düzen hızla çökebilir.
Hayvanlardan Tanrılara kitabından