Hapishane Şarkıları nı üç kopya olarak temize çekti.Birini can dostu Pertev'e, öteki dayı oğlu Reşit'e, birini de Nazım'a(Hikmet) gönderecekti.
"Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül aldırma"
“Sabah saatlerinde bir çok defa karşılaşıp ayrıldılar ve her seferinde birkaç kelimeyle havadan sudan konuştular. Hapishane sohbetleri böyleydi; tereddütle başlardı ve sonra konuşmayı besleyecek yeni bir şey bulunamazsa hemen her iki tarafın da söylediği ya da duyduğu şeyi irdelediği güvensizlik içeren bir sessizlikle sona ererdi.”
İçinde bulunduğum bu umutsuz konumda, bazı anlar oluyor ki insan bir saç teliyle bir zinciri kırabileceğine inanıyor. Etrafımdaki her şey hapishane. Kelimeler, duygularımı dile getirmek için yeterli değil. Fakat, itiraf edeyim, hâlâ umutluyum..