Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir ben var bende benden içeri...
On üçüncü yüzyılda Anadolu'da yaşamış olan ünlü halk ozanımız Yunus Emre'nin, aslında meseleyi oldukça net özetleyen o harika cümlesiyle sonlandıralım hikâyemizi. Yunus Emre bu mükemmel cümleyi hangi düşünceler kapsamında kurmuştur bilemeyiz ama kitapta yazılanları okuduğumuzda bu tespit birçok şeyi mükemmel bir şekilde özetlemektedir. Bir ben var bende benden içeri...
Sayfa 273Kitabı okudu
insanlar...
Şemsiyelerle, yağmurla veya yağmur damlalarının insanın tenine değmesiyle ilgili harika hikâyeler duymuştum. İnsanlar, bu tür şeylerin (örneğin, yazın sağanak altında şemsiyeyle biraz olsun korunarak sokakta olmanın) kıymetini bilmeyebilirler ama ben yüzyıllar önce bunun kıymetini bileceğime dair kendime söz vermiştim.
Sayfa 13 - Genç TimaşKitabı okudu
Reklam
Büyükanne ve büyükbaba renkli insanlardı; büyükbabası eski bir albaydı ve kasaba tarafından saygı görüyordu ve aileyi desteklemek için horoz şekeri satan büyükannesi en çirkin, batıl inançlı hikayeleri bile inandırıcı bir şekilde anlatabiliyordu. Her ikisi de harika hikaye anlatıcılarıydı ve "Gabo"yu yetiştirdikleri eve hayaletler musallat olmuştu. Gabriel García Márquez'in hayatı -ve sanatı- işte böyle bir şeydir.
Hikayesinde x sanatçısından bir şarkı paylaşmış olsun. Nasıl bir mesaj atmalıyız ? Yanlış: - Merhaba çok güzel şarkı müzik zevkin harika.. Doğru: - X sanatçısının şu parçasını da tavsiye ederim, harikadır.
Sayfa 7 - Giz KitapKitabı okuyor
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Ama o an içinde farklı bir his uyandı, bir kırılma anı... Tekrar kapıya döndü ve içeriye doğru bir adım attı, tek bir adım... Bütün her şeyi, durdurulamaz sona doğru uzanan yolları, en harika hikâyeleri, en büyük hayal kırıklıklarını başlatan minicik bir adım.
Reklam
O acaibi görüp bize keyfiyetlerini hikâye etmek için hârikulâde bir insan lâzımdır ki, o hârika garaibi görsün ve gördüğü gibi bize de söylesin. Ve keza o zât, (A.S.M.) Hâlıkımızın bizden taleb ettiği şeylerden bahsediyor ve çok hakikatlerden, mes'elelerden haber veriyor ki onlardan kurtuluş yoktur.
Sayfa 27
İnsan
Bilincimin bir yapay zeka ağının parçası olduğunu ve istersem sonsuza kadar yaşayabileceğimi öğrendikten sonra kendimi insan sandığım zamanlar zevk aldığım şeylere olan ilgimi kaybettim.Artık roman okumuyor, film izlemiyordum.Bunların hepsi ölümlü insanlar için ilahilerdi.Arka planda hayatın sonluğuna dair imalar olmadığında ne duygu ne de ilham vardı.Ölümlü varlıklar oldukları ve bir canları olduğu için onlara göre her şeyin aciliyeti vardı.Hikaye yalnızca bir kez yaşanabilen hayatı yüzlerce,binlerce kat genişleten harika bir araç olarak "yaşanabilecek başka bir hayat"ı hayalinde yaşamayı sağlıyordu.Ben ölümlü olmadığım için buna ilgimi kaybetmiştim.
Sayfa 230 - CheolKitabı okudu
Prens Hasan ve Büyüleyici Öykücü Emir
Bir gün, Temmuz 1973'te, Hasan'a küçük bir oyun daha oynadım. Ona kitap okuyordum, bir anda öyküden uzaklaşıverdim. Hâlâ okuyormuş gibi yapıyor, arada bir sayfayı çeviriyordum, ama metni bütünüyle bırakmış, kendi uydurdu- ğum bir öyküye geçmiştim. Hasan durumun farkında değildi, elbette. Onun için, sayfadaki sözcükler gizemli, çözülmesi olanaksız bir şifreler yumağıydı. Sözcükler sır dolu, gizli kapılardı, anahtarları da bendeydi. Daha sonra tam ona, bastırmaya çalıştığım bir kıkırdamayla, hikâyeyi beğenip beğenmediğini sormak üzereydim ki, Hasan alkışlamaya başladı. "Ne yapıyorsun?" dedim. "Bu bana epeydir okuduğun en iyi öyküydü," dedi, hâlâ alkışlayarak. Güldüm. "Gerçekten mi?" "Gerçekten." "Bu... büyüleyici," diye mırıldandım. Ciddiydim. Bu... öyle beklenmedik bir şeydi ki. "Emin misin, Hasan?" Hâlâ alkışlıyordu. "Harikaydı, Emir Ağa. Yarın biraz daha okur musun?" "Büyüleyici," diye yineledim; soluğum kesilmişti, bahçesinde hazine bulan biri gibiydim. Yokuşu inerken, düşünceler kafamda Şaman'daki havai fişekler gibi patlıyordu. Epeydir okuduğun en iyi öykü, demişti. Ona bir sürü öykü okumuştum. Hasan'ın bir şey sorduğunu duydum. "Ne?" dedim. "Büyüleyici ne demek?" Güldüm. Onu sımsıkı kucakladım, yanağına bir öpücük kondurdum. "Hey, neden yaptın bunu?" diye sordu; şaşırmış, kızarmıştı. Sırtına dostça bir şaplak indirdim. Gülümsedim. "Sen bir prenssin, Hasan. Sen bir prenssin ve ben seni seviyorum."
Bir haham genç bir çocuğa Talmud'dan eski bir hikaye anlatıyormuş ve çocuk şöyle demiş: 'Bu harika! Bu gerçekten oldu mu? Doğru mu?' Haham ne diyor biliyor musunuz? 'Olmadı ama dogru.' Tanrı'nın faydalı bir yanılsama olduğunu söy­lemek yeterli degildir; Tanrı ontolojik olarak gereklidir. Bu anlamda Tanrı'dan kurtulamayız..
Hayalci HücreKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.