“İş teklifiniz nedir?”
diye sormuştum. Akın Arıkan yelkenleri suya indirmeme oldukça sevinmiş görünerek elini ceketinin iç cebine atmış ve birkaç fotoğraf çıkararak önüme koymuştu.
“Bu adamı takip etmeni istiyorum.” Fotoğraftaki adamın yüzüne sertçe işaret parmağıyla vurarak devam etmişti.
“Bu adamın gölgesi olmanı ve girdiği çıktığı her yeri,
NECATİ CUMALI : Ama köy enstitülerini arzulayan Saffet Arıkan'dır. Hasan Ali Yücel'in bir şeyi yoktur.
ORHAN KEMAL : O başka...
NECATİ CUMALI : Varsa bir müspet netice, Saffet Arıkan'ın ruhu şad olsun!...
Söz, ancak tatbikat olursa değer kazanır. Gereği yapılmayan sözün hiçbir değeri yoktur. Amel de ancak niyetle değer kazanır. Niyetsiz amelin hiçbir değeri yoktur. Niyet ise ancak Resulullah’ın yoluna uygun olduğu takdirde mûteberdir.
Hasan -ı Basri hazretleri.
Beşerin kendisini gereğince tarif ve tavsiften aciz olduğu, o büyük Rasül'ün hayatının her şeyden daha çok bilinmesi icábeder. Onun hayatı bilinmeden, İslam'ın kainat çapındaki gå- yesi bilinemez ve tahakkuk ettirelemez.
İttihatçılar bir kısım meb'uslarla o zamanki adı Ayastafanos olan yeşilköy'de yaptıkları gizli bir toplantıda, Sultan Abdülhamit Hân'ı tahtından indirme kararı alınca, bir Rum meb'us; "Yapmayın efendiler! Günaftır, günaf. Sultan Abdülhamid han, bu memleketin nurudur. Dünyada denge unsurudur. Onu tahtından indirirseniz mülk-ü millet harab olur. Dünya perişan olur" diye feryat etmiştir.
Ne yazık ki, dünün ve bugünün pek çok kişileri, Sultan Abdülhamit han'ı, bir Rum meb'us kadar olsun anlayamamışlardır.