32 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Yeni Ufuk dergisi. Sayı 63. Aylık eğitim ve kültür dergisi. Dergi, Mehmet Nuri Serbest'in imtiyaz sahipliğinde, Denizli'den yayın yapmaktadır. Derginin bu sayısında, Seyit Ahmet Arvasi'nin Milli Töre ve Gelenekler, İbrahim Kafesoğlu'nun Türk Milliyetçiliği ve Türk Dili, Erol Güngör'ün Özlediğimiz Dünya, Peyami Safa'nın Ahlak Buhranının Yuvaları konulu makaleleri göz doldurucudur. İbrahim Elçin'in Tanrı dağı'nda Hasbihal hikayesi okunmaya değer. Yasin Gürakar'ın Korkma makalesi ise İstiklal marşı ve yazarı Mehmet Akif Ersoy'u yakından tanıma imkanı vermektedir. Güreş sporuna ilgisi olanlar da Oğuzhan Öztürk'ün Türk Pehlivanlık karakteri üzerine denemesini okumalıdır. Seher Aras, Ziya Gökalp Gözüyle Yeni Lisan ve Milli Kimlik İnşası üzerinde dururken, Cevdet karakaş'ı okuyanlarda mutlaka onun ruhuna Fatiha göndereceklerdir. #Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Yeni Ufuk Dergisi - Sayı 63
Yeni Ufuk Dergisi - Sayı 63Yeni Ufuk Dergisi · 20194 okunma
Yâ Nebî, şu hâlime bak! Nasıl ki bağrı yanar, gün kızınca, sahranın; Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın! Harîm-i pâkine can atmak istedim durdum; Gerildi karşıma yıllarca ailem, yurdum. “Tahammül et!" dediler... Hangi bir zamana kadar? Ne bitmez olsa tahammül, onun da bir sonu var! Gözümde tüttü bu andıkça yandığım toprak;
Reklam
Hasbihâl
Yâdında mı bir zaman ne derdin? Müstakbeli almayıp hayâle! Gel biz dalalım bu hasbihâle! Edvâr-ı hayât perde perde... Allah bilir ne var ilerde. (Hatırlıyor musun bir zaman ne derdin? Geleceği hiç hayal etmeyelim! Gel sohbete dalıp dertleşelim! Hayatın devirleri perde perde... Allah bilir ne var ilerde.)
Hasbihâl
Geçen zaman kaybolup gitti . Geleceğin ne olduğu ise belli değil . Sen ancak , içinde bulunduğun ânın sahibisin . Ama o da geçmek üzeredir .
Sayfa 128 - Safahat 1 kitapKitabı okudu
Dolu Dolu Bir Adam
"Boğaziçi'nde yüzme yarışını kazanan ; Çatalca'da güreşen, Veliefendi çayırında adım atlayan ; Mütenebbî'yi, İbnülfarız'ı, Kuran'ı ezber bilen ; Hersek müftüsü Fehmi Hoca'yla "ilm-i ensab" konuşan ; Dağıstanlı Hâlis Hoca'yla Kitabül Kâmil'i hasbihal eden; Musa Kâzım Hoca'yla Bedrettin'in Varidat'ını okuyan;sonra Emile Zola'nın romanlarında insan yığınlarını idaredeki kudretini seven, sonra Halkalı mektebinin bahçesinde "istiska-i batın"a uğrayan ineklerin karnından "trocart"la su alan; sonra "aruz"un orkestrasyonunu yapan Âkif, bir taraftan da nısfiye (ney) üflüyordu."
Bütün hayakil-i hilkat ile hasbihal ettim, Leyâle derdimi döktüm, cibali söylettim. Yanıp tutuşmadan yummadım gözümü, Nücuma sor ki bu kirpikler uyku görmüş mü? Mehmet Akif Ersoy...
Reklam
56 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.