Ruhumun hükmü hasret sehpasında Münteha bir kelam söz bana düştü Sunduğu katran olsa da tasında Münteha bir kalem söz bana düştü ****** Her sualde tattığım bir zehirmiş Nice eserin müsessiri birmiş Gönlümün ufkuna dağlar devirmiş Münteha bir kelam söz bana düştü ****** Vaslında serencam küllendi mana Kavlim olmadı muhannet dermana Her ahvali izahım bir rahmana Münteha bir kalem söz bana düştü ******* Toprağa bekçi her mezar taşına Hısım akraba dünya telaşına Tefekkür bir lokma ölüm aşına Mühteha bir kalem söz bana düştü
Osman Baltacı
Osman Baltacı
İtiraf dilekçesi
Şimdi yalan çıkmanın utancını terliyorum Ortalık olabildiğince bir kör-duman. Ben kendi dumanımda boğulurken Beyaz ve siyah atlarını koşturmuş zaman; Ihlamurlar çiçek açmış Rüzgâr ıhlamurların türküsünü söylüyor Çıkıp bir yelkende oturmam mümkün değil Utancımın terleri kurumadan Zamanın dışına sarkamıyorum. Ihlamurlar çiçek açmış, bense
Reklam
Senden bana cephelerden savaş, kuşanmalardan hücum, sarılmalardan ecelsiz kesik bir nefes! Düşüyor kalbime bıyığı yeni terlemiş delikanlılardan geriye kalan yarım ve ellerinden de üryan sevdalar! Nasıl unutulursa kalabalıklar da bir tenha, mezar üstlerinde sevinçlere hasret bir çiçek, işte öylece es geç beni! Sanma ki dilimde depreşen nöbetlerde bir sara, öznemle yüklemlerim arasında bir araf vardır. Bertaraf et artık beni kendimle ve kendinle! Nasıl dindirmiyorsa ıslak bir bez ruhun ateşini ve nasıl ki göğün hükmü penceredeki perdenin aralığı kadardır, sende öylesin düşlerimde. Sen eksik bir satırsın her şiire! Davut Işık
ayet İstanbul Boğazından, son padişahla son şehzadesini alarak uzaklaştı.Hiçbir şey kalmadı geriye.Bir büyük boşluk kaldı geriye.Bir de bütün bunları, bulutların ufuk üzerinde koştuğu güz akşamları, kıyıya iyice yanaşan masal gemilerinin gölgelerine bakarak ve dahi o gölgeleri kendisi gibi görebilecek başkalarının varlığını da vehmederek dalgalara
Sonra o kederin arkasından Allah size bir güven indirdi ki, (bu güvenin yol açtığı) uyuklama hali bir kısmınızı kaplıyordu. Kendi canlarının kaygısına düşmüş bir gurup da, Allah'a karşı haksız yere cahiliye devrindekine benzer düşüncelere kapılıyorlar, «Bu işten bize ne!» diyorlardı. De ki: İş (zafer, yardım, herşeyin karar ve buyruğu) tamamen
Dinlemenizi tavsiye ederimm
Kurumuş boğazım Bekliyorlar yol ağzında onlar Bir gün beni sorarlarsa suscan Elin kanlı çünkü abi demir kapı bundan Ne özlemi hasret suçun doğasında varsa Yoksulun merhameti gasp Elinde saz
105 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.