Ve karanlık çepçevre etrafımda pusudaydı; her taraf sessizdi, her şey sessiz. Ama yukarıda edebi musiki, hava, asla susmayan uzak ve sessiz uğultu, devam ediyordu. Bu sonsuz, hasta mırıltıya uzun zaman kulak verdim; derken zihnim bulanmaya başladı; kuşkusuz, üzerimde yuvarlanan dünyaların senfonisiydi bu; bir şarkıya başlamış yıldızlardı...
Sayfa 40 - Varlık
"Öglenden mi başladın artık içmeye?" Ne fark eder Muhsin abi diye düşündü. Bize hiçbir şey borçlu olmayan, olmadığını her an başımıza kakan, bizi sürekli sağa sola, ona buna, aşka sevgiye borçlandıran bu hayatta ille de nefes almaksa maksat, ha öğlen başlamışız içmeye ha akşam ne fark eder? Sen şanslısın dedi içinden, yaşamaktan yorulunca yağmur oluklarından aşağı iniyorsun, seni götürüp hastaneye yatırıyorlar, mavi çizgili pijama giydiriyorlar, sakalların uzuyor, saçların tırnakların uzuyor, çıplak ayaklarında naylon terliklerle koridorlarda bir aşağı bir yukarı yürüyorsun. Sonra birgün doktor tamam diyor, yeniden yaşayacak kadar dinlendin, aklın yerine geldi, hadi bakalım, güle güle. Oğlun alıyor seni, eve getiriyor. Aklın uçup gitmemiş gibi traş oluyorsun, tırnaklarını kesiyorsun, yenileniyorsun dünyaya. Belki koridorlarda volta atarken çok acı çekiyorsundur, kafanı duvarlara vurup parçalayasın geliyordur. Sonuçta hastayız biz Muhsin Abi, sen de, ben de, Madenci de, hepimiz hastayız. Hasta bir dünyanın hasta insanlarıyız."
Sayfa 217Kitabı okudu
Reklam
"Babaannene bir gün sormuştum. "Anne babama aşık olduğunu nasıl anladın?" "Görür görmez hastalandım," dedi " o zaman anladım." Sen de hasta mısın kızım?"
Sayfa 219Kitabı okudu
Bu çürümüş ve hasta toplumda seni kendinden kurtarmak isteyen tek insan olarak uyarıyorum.
480 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Muazzam !.. o tasvirler o anlatım zenginliği gerçekten haz alarak okuduğum nadir kitaplardan. Rabia: talihsiz yavru ... Örümcek kafalı bir imam dede (çocukluğunu korkutmalarla hurafelerle mafeden),hiçbirşeyden memnun olmayan sürekli söylenen kindar hasta bir anne ve kız Tevfik diye anılan orta oyunu oynayan (odönemde hiç sıcak bakılmayan) sanatçı ve vatansever bir babanın kızı. 2. Abdülhamit döneminde geçen Doğu -batı arasındaki uçurumu yaşam tarzını çok güzel anlatılmış. Köşk hayatı ,paşalar ve sefalet içerisinde yaşayan sinekli bakkal sokağı sakinleri... hafız olarak yetiştirilen tutucu bir aile ortamında dahi müziğe olan ilgisini ve becerisini saklamayan Rabia herseye rağmen hem dinini hemde dünyevi hayatını hakkıyla yaşamaya çalışır.bu arada babası annesinden uzaklastırmak ićin sürgündedir.döndügünde kızı kocaman olmustur. Babasıyla kalmayı tercih eder. Babasını toparlar. Fakat babası Abdülhamid'in baskıcı yönetimine karşı çıkan Jön Türlere yardım ederken yakalanır ve tekrar Şama sürülür.... Rabia bir Hristiyan hocasiyla müslüman olması şartıyla evlenir. Aralarında zengin fakir doğu vebatı uçurumu olsa dahi çok güzel uyum sağlanır ve ikinci Meşrutiyet'in ilaniyla sürgünden dönen dede Tevfik torunu olduğunu öğrenir !..(O Dönemdeki siyasal ve toplumsal olaylar çok güzel yansıtıldığı kanısındayım)
Sinekli Bakkal
Sinekli BakkalHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 202218,7bin okunma
464 syf.
10/10 puan verdi
Harika bir kitap olduğunu söyleyerek başlamalıyım yorumuma. Neden harika? Kısaca anlatmaya çalışayım. Oxfordlu bir doktor olan Ben Goldacre bu kitabında ilaç sektörünün karanlık yüzünü ortaya koyuyor. Sistemdeki en önemli hatalardan birinin "eksik veriler" olduğunu belirterek başlıyor anlatmaya. Özel sektörün desteklediği ilaç
Kötü İlaç
Kötü İlaçBen Goldacre · Pegasus Yayınları · 201636 okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.