Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sinema Bir Şiir Olsaydı O, En İyi Şairlerden Biri Olurdu!
Asla kaçırmamanız gereken Andrey Tarkovski filmleri 1-) SİLİNDİR VE KEMAN Silindir ve Keman, Andrei Tarkovsky'nin 1960 yılında Sinema Enstitüsü'nü bitirmek için çektiği 45 dakikalık mezuniyet filmi. Film bir işçiyle kemana yeteneği olan bir çocuk arasındaki ilişkiyi anlatır. Tarkovsky'nin Ivan'ın Çocukluğu (film) Ivan'ın
Solgun Suçlu Üstüne
"Düşman" demelisiniz, "alçak" değil; "hasta" demelisiniz, "düşük" değil; "deli" demelisiniz, "günahkâr" değil.
Reklam
"Suskunluğu, sizi size yansıtan bir ayna gibiydi. Ve genelde gördüğünüz, çirkin bir şeydi."
“Belki mucizelere inanmak hasta ruhların en iyi ilacıdır; ama mucizelere kanmak kimi zaman ölümcül bir hastalıktır.”
''Ve bütün insanlık, acısını azaltmak için yatağında dönüp duran bir hasta gibi çırpınır.''
Ama toplum muhafazakarlık görevini yerine getirmek için çok kez bu insanları asıp kesiyor ya da her türlü hareket imkânından mahrum ediyor ama yine de aynı toplum bir nesil sonra bu hasta insanlığın anısını dikip onlara tapıyor.
Reklam
Le Feu Follet Filmi/İntihar ve Alkolizm
“İntihar ölümcül bir hastalıktır ve insan hasta olduğundan emin olamaz ki tedavi olabilsin. Mucizevi bir ilacı yoktur. Drieu’ye gelince, psikanaliz onun için romancının araç gereçlerinden biri olagelmiştir.” JACQUES LACAN Le Feu Follet, Pierre Drieu La Rochelle’in intihar eden arkadaşından sonra kaleme aldığı bir eserdir. Türkçe’ ye “Hayalet
Fazla ögrenmek hasta yapar.
Hasta halimle kahve elimde kelebek peşinde koştuğum doğrudur 🫣 Bide istediğim gibi çekebilseydim 🙃 Sizi hepsi benim çekimim olan muhteşem, çiçekler gibi kainatın en güzel süsü kelebeklerle başbaşa bırakıyorum 🦋
517 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Yazar kitabına adını da verdiği Martin Eden isimli karakterin yaşadığı önce duygusal sonra zihinsel gelişmelerin kendi içinde ve yaşadığı toplumla cereyan eden çatışmaları konu edinmiş. Kendi zamanı ve coğrafyasında tabiri caizse toplumun varoş kesimlerine ait olan Martin Eden bir tesadüf eseri toplumun elit kesiminde yaşam sürdüren Ruth adındaki
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,6bin okunma
Reklam
terapiye inancımızı paramparça edecek kayalara çağıran sessiz bir denizkızı
İçinde hiçbir yer yoktu ki kanamasın, hasta, tembel ve acılara karşı işte öylesine duyarlı olmasın.
Kadın suçlu çünkü doğurdu. Kadın suçlu çünkü bebek hasta. Kadın suçlu çünkü kocası mutsuz. Kadın, kadınlığından tiksiniyor.
'Mani', bilmeniz gereken başka bir ruh hastalığıdır. Mani, depresyonun tersidir ve lityum reçetesi verebilecek bir psikiyatristin müdahalesini gerektirir. Lityum, aşırı duygudurum çalkantılarını düzenler ve hastanın normal bir yaşam sürmesini sağlar. Ancak, terapi başlayana kadar, hastalık duygusal açıdan yıkıcı olabilir. Belirtiler, ilaç ya da alkolden kaynaktanmayan ve en az iki gün süren anormal yükselmiş ve gergin duygudurumdur. Manik hastanın davranışları zayıf yargılama belirtileri olan dürtüsel davranışlar (aşırı ve sorumsuzca para harcama) ve aşırı kendine güvendir. Mani, cinsel ve saldırgan davranışlarda artış, hiperaktivite, sürekli hareketlilik, hızlı düşünceler, durmaksızın, heyecanlı konuşma ve uyku ihtiyacında azalmayı da beraberinde getirir. Manik hastaların olağanüstü güçlü ve zeki olduklarına dair bir sanrıları vardır. Felsefi ya da bilimsel bir buluş yapmanın ya da karlı bir para kazanma yöntemini ortaya çıkartmanın eşiğinde olduklarında ısrarlıdırlar. Birçok yaratıcı, ünlü kişi bu hastalığın pençesindedir ve bunu ltyum ile kontrol etmeyi başarırlar. Hastalık sırasında kendilerini çok iyi hissettikleri için, ilk atağını geçiren hastayı tedaviye ikna etmek genelde mümkün olmaz. İlk belirtiler o kadar yoğundur ki, hasta bu ani gü­ven ve coşku hissinin yıkıcı bir hastalığın belirtisi olduğuna inanmaz.
Sayfa 48
Yanılgıların bir anlam içerebileceğine dair bir örnek
... bir adam şunları anlatıyor bana ''Birkaç yıl önce evlilik hayatımda bazı olumsuzluklar baş göstermişti, eşimi fazlasıyla soğuk buluyor, onun seçkin özelliklerini içtenlikle takdir etmekten geri kalmıyorsam da, birbirimize karşı sevecen duygulardan yoksun yaşayıp gidiyorduk. Bir gün eşim çıktığı bir gezintiden beni ilgilendirebileceğini düşünerek aldığı bir kitapla döndü eve. Gösterdiği bu incelik için kendisine teşekkür ettim, okuyacağımı söyleyerek bir yere koydum kitabı. Koyuş o koyuş, bir daha bul bulabilirsen. Zaman zaman ortadan kaybolan kitap aklıma gelip aramaya kalktımsa da bir türlü bulamadım. Derken aylar geçti aradan, olaydan yaklaşık altı ay sonrasıydı, bizden ayrı bir evde oturan anneciğim hastalandı, eşim de hasta kayınvalidesine bakmak üzere evden ayrılıp gitti. Annemin durumu zamanla ciddileşti, eşim de canla başla uğraşıp didinerek, hasta anneme hizmet etmekten, ona karşı elden gelen ilgiyi göstermekten geri kalmadı. Bir akşam annem için yaptıklarından dolayı içim hayranlık duygusuyla ve şükranla dolup taşarak eve döndüm. Yazı masama yaklaşıp, belli bir amaç gütmeden, ama uyurgezerlerdeki o kesin farkındalıkla gözlerden belli birini açtım, daha önce ortadan kaldırıp da sonradan bir türlü bulamadığım kitap gözdeki öteberinin en üstünde durmuyor mu!'' Bir yere konulan bir şeyin sonradan aranıp bulunamayışının nedeni ortadan kalkar kalmaz, aranan şey bulunmuştu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.