SAĞLIK DOSYASI
» “Daha Çok İlaç Satmak İçin Hastalıklar İcat Edelim” e Hastaneler ve İlaç Firmaları e Özel Hastanelere Dikkat!!! (Bilhassa Yabancı Sermayeli Özel Hastanelere Dikkat!!!) “Şimdilerde en büyük ilaç firmalarının pazarlama stratejileri saldırgan bir tarzda sağlıklı insanları hedef alıyor. Günlük yaşamın tüm iniş çıkışları artık tedaviye muhtaç psikolojik bozukluk kategorisine dahil ediliyor. Sıradan şikayetler acil müdahale gerektiren korkunç hastalıklar olarak sunuluyor ve giderek daha çok insan hasta kategorisine dahil ediliyor. Bu gün finansal portresi 500 milyar dolara varan ilaç endüstrisi en temel duygularımızı, sıradan psikolojik sıkıntılarımızı, ölümü vb. sömürüyor. Sonuç itibariyle de insan tanımını değiştiriyor. Artık dev ilaç firmaları mümkün olduğu durumlarda insanların hayatını kurtarmak ve acılarını dindirmekle kendilerini sınırlamıyorlar. Sadece ihtiyaç sahiplerine ilaç satmakla yetinmiyorlar. Herhangi bir sağlık sorunu olmayan birine “Sen hastasın" demek çok iyi kazandırıyor.”
Öte yandan uykusuzluğun sizi doğrudan öldüreceğini söy­leyecek kadar ileri gidebilir miyiz? Aslında en az iki şekilde evet. İlk olarak gittikçe ilerleyen uykusuzlukla başlayan ve orta yaşta ortaya çıkan çok nadir bir genetik bozukluk var. Hastalığın başla­masından birkaç ay sonra hasta uyumayı tamamen bırakıyor. Bu aşamada artık temel beyin ve beden işlevlerinin çoğunu kaybetmiş oluyor. Şu anda var olan hiçbir ilaç hastayı uyutamıyor. Sıfır uy­kuyla geçen 12 ila 18 ayın sonunda hasta hayatını kaybediyor. Son derece nadir rastlansa da bu bozukluk, uykusuzluğun bir insanı öldürebileceğini ortaya koyuyor.
Sayfa 17 - Pegasus Yayınları: 1. Baskı: İstanbul, Şubat 2019 - İngilizceden çeviren: Sevinç Seyla TezcanKitabı okuyor
Reklam
Önce seni hasta ederler ve sonra da ilaç satarlar. Bu muhteşem bir tezgâh.
depresif hastalıklarda rönesans devri
Depresif hastalıklara yaklaşımlarımızda bir 'rönesans devri' yaşıyoruz. Bir hasta için hangi psikolojik müdahalenin ya da ilacın daha yararlı olacağını kesin olarak tahmin edemediğimizden, bazen mutluluğun kilitlenmiş potansiyelini açacak anahtarı bulmak için değişik teknikler denenmelidir. Bu, sabır ve çok çaba gerektirse de, bir, hatta birkaç tekniğe karşılık alamamak bütün yöntemlerin başarısız olacağı anlamına gelmez. Aslında, bunun tersi daha sıklıkla doğrudur. Örneğin, son ilaç araştırmaları, bir antidepresana tepki vermeyen hastanın bir diğerine tepki verme olasılığının ortanın üstünde olduğunu göstermiştir. Bu da etken maddelerden birine tepki vermediğinizde bir başka ilacı alırsanız, düzelme gösterme şansınızın arttığı anlamına gelir.
Sayfa 387 - Psikonet Yayınları
Acımak iki yanı keskin bir bıçak gibidir, kullanmayı bilmeyen, elini ve de özellikle kalbini ondan uzak tutmalıdır. Tıpkı morfin gibi acıma duygusu da hasta için sadece başlangıçta bir nimet, bir ilaç, bir devadır. Ama dozunu ayarlamasını ve azaltmasını bilmediğiniz zaman öldürücü bir zehir olabilir.
Aşk, bir hastalık!
Hem de öyle bir hastalık ki pek öldürücü! Verem gibi gençlerin başına musallat! Bulaşıcı! O kadar bulaşıcı ki bir hasta tarafından diğerine gönderilen kağıtlar aracılığıyla bile bulaşıyor. Toplumu sarsan bu müthiş illet, nice ailenin düzenini bozuyor. Uygun görülmeyen, yakışıksız nice evliliklere yol açıyor. Ne babalar, ne veliler bu hastaların önüne geçemiyor. Nasihat bunlara deva olamıyor. Bu illetin devası yalnızca "kavuşmak." Evet, kavuşmanın ardından bu hastalık adatılmış oluyor. O âşıklar, sevilenler birbirleri hakkında kayıtsız olmaya başlıyorlar. Önceki mecburiyet yerine bir kayıtsızlık, o hayranlık ve tutkunluk yerine bir ehemmiyetsizlik ve vazifesizlik o önemli meseleyi gereksiz bir hale getiriyor. "Kavuşmak" bu hastalık için bir şifa çaresi ya da o hastalığı ezip öldürecek, mahvedecek veya yatıştıracak bir ilaç oluyor. Aşıklar var olan kusurlarını, hatalarını işte ondan sonra görüyorlar!
Sayfa 21
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.