Danışanlarımızla aynı tarafta olma eğilimimizin yarattığı taraflılığın yanı sıra, karşı aktarım sebebi ile de tarafsızlığımızı kaybedebiliriz. Genç terapistlerin ebeveynlere karşı çocukların tarafını tutma, daha yaşlı terapistlerin ise çocuklara karşı ebeveynler ile taraf olma eğilimi vardır. Erkek bir terapist -özellikle kendi evliliğinde de problemler yaşıyorsa- danışanının karısına karşı danışanı ile taraf olabilir. Romantik ya da erotik karşı aktarım, terapistin danışanının ilişkisini kıskanmasına yol açabilir. Bu durumda, terapist, eşine karşı danışanın tarafını tutarak, bilinçdışı bir şekilde söz konusu ilişkiyi baltalamaya çalışabilir. Bu örneklerin hepsinde terapötik tarafsızlığın ihlal edilmesinin terapiye verebileceği zarar ortadadır.
Fakat bununla beraber, bir hata yapacaksanız, bu hatayı danışanın tarafını tutarak yapın. Danışanınızla ittifak kurmak ve onu savunmak, ilk etapta, ikiniz arasında kurulan bağı güçlendirir. Bu bağ bir kez güçlü bir şekilde kurulduktan sonra danışanınızın anlattıklarının doğruluğunu gözden geçirmek için nasıl olsa vakit olacaktır.