Olgacığım, meleğim benim, ağlama... unut her şeyi...
“Hayır, bırak ağlayayım! Gelecek için değil, geçmiş için ağlıyorum ben...” Güçlükle konuşabiliyordu Olga: “Geçmiş ‘soldu, yok oldu...’ Ağlayan ben değilim, hatıralar ağlıyor!.. Yaz günlerini,... parkı hatırlıyor musun? Parktaki yolumuz için, leylaklar için üzülüyorum... Hepsinin yeri var kalbimde, koparıp atmak çok zor onları!”