"Acısını dindiremediklerim var... Atamadığım adımlarım var... Yalanlarım var... Doğrularım var... Düşsem diye bekleyen kötü kalpler var... Yanında rahat ettiğim, özlediğim dostlarım var... Hayallerim var... Yılgın olmaya müsait bir ruhum var... Uzaklaşmak istediklerim var... Fırtınalarım var... Anlatamadıklarım var... Çığlık çığlığa susarak bağırdıklarım var... Peşinden koşamadıklarım var... Dirayet ve cesaret sınavlarım var... Beklenti tuzaklarım var... Olmasa da olur dediklerim var... Geri dönülmez yollarım var... Maskelerim var... İmha edilmeyi bekleyen hatıralar var... Her neye ihtiyaçları varsa can ile başımın üstüne dediklerim var... Geçmişin kızgınlıkları ile geleceğin endişeleri arasında kayboluşlarım var... Karmaşa içinde yalpalarken bana ışığını gönderen Rabbim var... Ve artık... Gönül rahatlığıyla vazgeçebildiklerim var..."
Sayfa 118Kitabı okudu
Maziyi yâda daldığım zaman, Tüter içimde eski buhurdan. Gizliden gizli genzime dolar, Kokular gibi hep hâtıralar...
Reklam
"Sizce hatıraların biçimi nedir ?" "Nasıl anlayamadım ?" "Hatıralar diyorum," dedi kıllı parmaklarıyla kafasını işaret ederek. "Hani şu beynimize depoladığımız yaşam parçaları. Ben üçgen ya da dörtgen gibi iki boyutlu olduklarını hiç sanmıyorum açıkçası. Mesela kübik ya da silindirik olabilir hatıralarımız... Veya konik. Neyse, ben çok düşünürüm bu konuyu. Acaba beynimizin biçimi bu hatıraları depolamaya uygun mudur diye..."
Günler geçtikçe, sadece kötü hatıralar artıyor.
"budur benim payım budur benim payım benim payım bir perdenin asılmasının benden aldığı bir gökyüzüdür benim payım, terk edilmiş bir merdivenden inmek ve çürümede ve gurbette bir şeye kavuşmaktır benim payım, hatıralar bahçesinde hüzünlü bir gezintidir ve bana 'ellerini seviyorum' diyen bir sesin üzüntüsünde can vermektir"
Ve bütün hatıralar eski plaklar gibi Dönüp dönüp duruyordu içerimizde.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.