Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
NİÇİN BU ZULÜMLER?..
- "Hürriyetini almış bir millete, bu esaretler, bu takipler, tazyikler, tevkifler tuhaf geliyor! İnsan şnu sormaktan kendini alamıyor: Bu işler kimleri razı etmek için yapılıyor? Dün varlığımızı, istiklâlimizi, dinimiz, imânımızı, tarihimizi, ırzımızı, namusumuzu çiğnemeye gelenlerin gönlünü almak için mi, onların hoşuna gider diye mi yapılıyor bütün bu zulümler?.. Biz Yunanı denize döken millet değil miydik yâhu? Yoksa Yunan mı bizi denize döktü?
Sayfa 180 - 181 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Yoksa Yunan mı Bizi Denize Döktü, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Zalimler...
Bakara Sûresindeki Âyeti kerîmelerde, gayet açık olarak beyân olunuyor ki: - "Mâbedleri yıkan, buralarda Allah'ın anılmasına mâni olan kimselerden daha zalim kim olur?" Evet, eğer bunlar da zalim olmayacaksa, zalim kim olur? Âyet-i Kerîmeler güneş gibi açık iken, hâlâ bu işleri ve yapanları mâzur göstermek isteyenlere ( Mehmed Vehbi Hoca(!) gibilere) şaşmamak mümkün değildir... Demek ki onlara, Allah'ın bildirmesi de, şehadeti de kâfi gelmiyor. Zalim bunlar değilse kimlerdir?
Sayfa 180 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Bunlar da Zalim Değilse, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
HÜSN-i ZAN EDENLER VAR!..
Bu günler de (1930'lar da) amcam ve babamla dertleşirlerken, dedemin şöyle dediğini hatırlıyorum: "Yâhu camilerimiz elimizden alındı. Allah'ın ism-i Celâlini anmak, huzur-u izzetinde secdeye varmak için yapılan ibadethanelerimiz ot deposu, asker kışlası oldu. Bütün bu tahribatın karşısında hâlâ, sanki bir şey olmamış gibi, bu yapılanları mübah gören, bu aziz milletin ruhuna bu darbeleri indirenlere hüsn-i zan eden, bu işleri mazur görenler var...
Sayfa 179 - 180 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Bunlar da Zalim Değilse, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
“ Hayat, birbirinden ayırdıklarını, kısa bir müddet için tekrar yaklaştırır gibi olsa bile, uzun zaman yan yana bırakmıyordu. geçen günleri bir daha geri getirmek mümkün değildi ve sadece hatıralar, iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvvetli değildi.”
ÂLİMLERİN TAVRI ve MEHMED VEHBİ EFENDİ...
Cumhuriyetin ilk yıllarında (Hükûmetin dinsizliği karşısında) âlimlerin aldıkları iki çeşit tavrı, dedem, amcam ve babam ile Mehmed Vehbi Efend'ye benzeyenlerin davranışlarında görebiliriz. Vehbi efendi gibiler, evlerinden çıkmaz, vaaz, sohbet ve irşadla meşgul olmak şöyle dursun, "Aman hükûmet darılmasın!" diye konuşmaz; din aleyhtarı hareketleri, "İstemeden yapıyorlar." diye tevil edip, mazur göstermeye çalışırlardı...
Sayfa 179 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Âlimlerden İki Tavır, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
KONYALI MEHMED VEHBİ EFENDİ'NİN ŞAKŞAKÇILIĞI!..
Amcam merhum, bir gün sofrada, celâllenerek şöyle demişti: - "(...) Şimdi Bakıyorum da dün: Belki niyetleri iyidir, işin nereye varacağını bilmeden bu dinsizliği yapıyorlardır, hatâlarını anlayınca düzeltirler" diye mazur görülüp müsamaha ile bazı kimselere bakılıyor idi. Ama bugün bütün maskeler düşmüştür. Bunu gören Bediüzzaman gibi bazı zatlar, vazife kabul etmeyip, âlet olmayı reddederek çekilmişlerdir. Sen (Mehmed Vehbi Efendi), böyle yapma, milleti uyandırmaya çalışma, yapanları da ayıpla, tenkid et suçla... Bir de kalkıp, mazlum insanlara, "Vatanda yatacak yer bulamadılar..." diye dil uzat... İşte bu olamaz!..
Sayfa 178 - 179 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Âlimlerden İki Tavır, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
84 syf.
·
Puan vermedi
Şimdi kapattım kapağını kitabımın ellerim titreyerek. Burnumda acı bir yanma... Boğazım düğüm düğüm... Gözlerimden elimde olmadan usulca süzülen yaşlar... Nasıl sevmek bu böyle? Nasıl sevmek ki toprak bile giremez iki gönül arasına. Nasıl yaşar insan ölümle böyle iç içe? Ah hatıralar... Ne değerliler geride kalan için. "Tuhaf bir adam oldum Kendimle konuşuyorum evin içinde Biraz da şu koltuğa oturayım, diyorum Perdeleri ne kadar zamanda yıkardın, diyorum Bir gün olsun açık bırakmıyorum yatağımızı El ayak değmeyen yerler nasıl tozlanır böyle Merak etme, mutfağı tertemiz ettim Terlikler senin istediğin gibi duruyor Çamaşır ipini silmeden asmıyorum çamaşırı Bir kahve yapayım diyorum İki fincan koyuyorum, süt hazırlıyorum sana Sessizlikten mi nedir Bütün bunları yüksek sesle söylüyorum İnsan başka nasıl katlanır ölüme, bilmiyorum " S.59 Kendime kızdım neden keşfedemedim bu satırları daha önce diye. Neden bu kadar geç kaldım diye üzüldüm. Okumadan geçilmemesi gereken bir eser. Ölümü, ayrılığı, yalnızlığı, aşkı anlatan okunası bir kitap. "Yastığını koklaya koklaya öğrendim İnsan bir kere ölmüyormuş meğer... " S.69
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz SessizceŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201612,9bin okunma
MUSATAFA SABRİ EFENDİ ve KONYALI MEHMED VEHBİ HOCA...
Şeyhü'l-İslâm (Konyalı Mehmed Vehbi'nin Kahire'de bir dâvetine icabet etmeyişini) şu sözlerle izâh ve ifâde etti: "Hocayla bizim yıllarca süren bir mücadelemiz vardır. Hoca bizi haksız, kendini haklı görür idi. Acaba hâlâ öyle mi görür? Şimdi ben ona ne diyebilirim? Hoca hadi diyelim ki, Talât, Enver, Cemal ve Mahmut Şevket Paşaları bize karşı senelerce müdafaa eder, bizimle mücadele ederken, hadi diyelim ki, onların iç yüzleri o zaman anlaşılmadıydı! Fakat bugün de hâla, memlekette değişmeyen hiçbir şey bırakmayanları da mı anlayamadın? Yine mi onları insanlara karşı müdafaa ediyor, kimseyi konuşturmuyorsun! Elinden bir şey gelmiyor, diye susup, üzülüp otursan neyse... Her şey değişti; ama sen hâlâ Şer'iye Vekaleti'nin maaşını neden alıyorsun... mu diyeyim? Onunla ne konuşayım evladım
Sayfa 179 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Mustafa Sabri Efendi'nin Sözleri. (Konyalı Mehmed Vehbi Efendi Hakkında), Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Hatıralar kimseye aktarılamıyor, maalesef.
Şu hatıralar var ya....
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.